Diyarbakır'da patlatılan bomba ve her an patlamaya hazır halde tutulan bombalar yürek yakıyor. PKK terör örgütü ile mücadelede bir çok uzman ve yazar fikirlerini söyleyerek akan kanı durdurmak için çeşitli teklifler sunuyor.
Bütün düşüncelere saygı duyuyorum, lâkin sadece Güneydoğu'nun değil, bütün Ortadoğu'da yaşanan sıkıntılara çözüm olacak bir proje var. Bu proje, birkaç defa hayata geçirilmeye çalışıldı, fakat ne hikmetse meydana gelen hadiseler uygulanmasına mani oldu.
Şark'ta kurulacak bir üniversite için Bediüzzaman çok emek verdi. İlk defa Sultan Reşat döneminde 20 bin altın tahsis edilerek temelleri atıldı. Fakat 1. Cihan Harbi bu "Medreset'üz Zehra" adı verilen üniversitenin açılışına mani oldu.
Cumhuriyet döneminde de Bediüzzaman bu projenin yürürlüğe girmesi için çok mücadele etti. Hatta 163 milletvekilinin imzası ile bu sefer 150 bin lira tahsisat çıkarıldı. Bu sefer de "medreseler kapatıldı" bahanesi ile bu çok önemli proje yeniden tehir edildi.
Bu projeye, devlet adamları ve toplumun bir çok kesiminden destek gelmişti. Fakat bu harika projenin hayata geçirilmesi için en uygun şartlar sağlandığı halde, bir türlü gerçekleştirilemiyordu.
Ortadoğu'da bir yüzyıl boyunca daima sorunlar yaşandı. Petrolün bu bölgede bol olması ve kolayca çıkarılması büyük güçlerin bu bölgeye müdahalesine yol açtı. Bu bölgede yaşayan irili ufaklı bir çok millet, sorunları bir araya gelerek çözebilmek yerine, süper güçlerin piyonu oldu. Hâlbuki sorunlar çetrefilli ve derinleşmişti.
Problemi "Kürt Sorunu" veya "PKK terörü" diyerek çözmeye kalkışmak, dar bir bakış açısı ile yaklaşıldığı için, başarısızlığa mahkûmdur. Daha geniş bir perspektiften bakmak, yani Ortadoğu'da yaşanan problemleri bir bütün halinde değerlendirmek çözüm için başarı şansını arttıracaktır.
Projenin detayları Risâle-i Nur'da yeterince izah edilmiştir. Özellikle Emirdağ Lâhikası, Münâzarât ve Tarihçe-i Hayat araştırmacılara kaynak olabilecek niteliktedir. Eğer bu işe kalkışırsak, köşemizin hacmini çok aşarız. Bu sebeple, diğer kardeşlerimize de fırsat tanıyarak önemli gördüğüm hususlara değinmek istiyorum.
Hükümet, öncelikle akan kanı durdurmak ile mükelleftir. Bu acil problemin hallini orduya ve polis teşkilâtına havale etmek, kolaycılıktan öte ateşe barut ile yaklaşmaya benziyor. Sorunun temeline inmek ve öncelikle şu "ırkçılık" denilen çağdışı anlayışı ortadan kaldırmak gerekiyor.
Millî Eğitim Bakanımız, ne yazık ki, eğitim ile ilgili beş yıllık bakanlık döneminde bir türlü güzel işler yapmaya fırsat bulamadı. Hadi işte size bir fırsat. Bu çok önemli eğitim atağında kaderin bir cilvesi olarak bakan olarak işin başında bulunuyorsunuz. Doğu'dan yetişmiş birisi olarak bilgi birikiminiz çok fazla. Ama bilmek yeterli değil, icraat önem kazanmış durumda.
Bu makam ve mevkiler daima elinizde durmayacak, bir gün başkaları yerlerinize gelecek. Eğer "bakî kalan bu kubbede bir hoş seda" bırakmak istiyorsanız lütfen bu projeye bir el atın.
Ve Nur eserlerinden istifade ederek birçok kulvarda heyecanla yarışan Nur Talebeleri.
Medreset'üz Zehra konusunda bir araya gelerek Üstadımızın bu yüz yıllık projesini hayata geçirmek zamanı gelmedi mi? Her gün terör belâsından akan kan, boşa giden enerji sizi gayrete getirmiyor mu?
Diyarbakır'dan havalanan uçaklar bomba yağdırıyor. Halbuki buradan Nurlar yayılsa, milyonlarca dolar tutan bombalar yerine okullar, yurtlar açılsa fena mı olur? Şahısların devri biteli yıllar oldu. Zaman cemaat zamanıdır. Ahmed'i, Mehmed'i bir tarafa bırakıp hiç olmazsa bu güzel projede bir araya gelmemiz gerekmiyor mu?
18.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|