Geçen Cumartesi günü Ahmet Yüter Hocamızın organizatörlüğünde gerçekleşen Çamlıca sohbetinde Prof. Dr. Ümit Meriç, duâların âlemşümul tutulmasından bahsetti ve bir kısım enteresan duâlarından örnekler verdi.
Duâlarından, "Benim zır deli duâlarım, bir de zırzır deli duâlarım vardır" diye söz etti. Ahmet Şahin Hocanın "zırhlı veli duâları" diye yaptığı tevil de gayet yerine oturdu. Size de ilginç gelir diye aktarıyorum.
Birgün Paris'teyken Eyfel Kulesini görünce, içine şöyle bir duâ yapmak fikri gelmiş: "Allah'ım, bu Eyfel Kulesinde günde beş vakit ezan okunmasını nasip eyle." Sarkozy'nin Almanya'yı ziyareti esnasında Almanya'daki bir arkadaşı telefon etmiş. "Ümit, biliyor musun, Almanya'nın duvarlarına Eyfel Kulesinin resimleri yapılmış. Kuleye bir de şerefe eklenmiş. Türkiye, AB'ye girerse işte böyle kulede ezanlar okunacak!" demeye getiriyor, Türkiye'nin AB'ye girmesini protesto ediyorlarmış. Ümit Meriç Hanımefendi de öyle duâ etmemiş miydi?
"Bir kış günü Almanya'ya gidiyorum. Uçaktan bembeyaz karlarla örtülü dağları, tepeleri görünce, 'Allah'ım, Almanya'yı beyazlara boyadığın gibi İslâmiyet boyasıyla da boya' diye duâ ettim" diyor. Diğer Avrupa ülkelerine göre Almanya'nın İslâmî gelişmelerde önde gitmesi, yüzlerce caminin yapılması duânın ne kadar enteresan olduğunu göstermiyor mu?
Ümit Meriç Hanımefendinin bir duâsı da vaftizhaneyle ilgili. İtalya'nın Pizza şehrindeki vaftizhaneye gitmişler. Dünyanın en büyük vaftizhanesiymiş. Orada nasıl bir duâ edeceğini düşünürken birdenbire aklına şu duâ gelmiş: "Allah'ım, burayı da İtalya'yı fetheden İslâm komutanının köşkünün havuzu yap."
"Tam 'zırzır deli duâsı' denilecek bir duâ" diyenler çıkabilir. Yıllar öncesinde kiliselerin camiye dönüşeceğini söyleselerdi kim inanırdı? Ama bugün Avrupa'da birçok kilise camiye dönüşmüş, içerisinde namaz kılınıyor. Hatta cemaat bulamayan bazı papazların Müslümanlara gelip, "Kilisemiz boşaldı. Kimse gelmiyor. Hiç olmazsa size kiraya verelim. Namaz kılın" dedikleri, bazılarını sattıkları da malûmumuz.
Peki, İtalya fethedilir mi? Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul ve Roma'nın fethinin hadis-i şeriflerce müjdelendiğini bildiği için İstanbul'dan sonra Roma'yı fethetmek için harekete geçtiğini, Toronto'yu kuşattığını, fakat müyesser olmadığını biliyoruz.
Evet, İstanbul gibi Roma da fethedilecek. Ama bu fetih İstanbul fethi gibi topla, tüfekle, kılıçla, yani maddî kuvvetle olmayacak. Hz. Mehdî'nin akıl, ruh ve kalpleri fetheden manevî kılıçlarıyla, yani iman ve Kur'ân hakikatleriyle olacak. Dün Haçlı seferlerini düzenleyen kilisenin bugün "Biz de Hz. Muhammed'e inanıyoruz. O da bir peygamberdir" deme noktasına gelişi bu fethin emâreleri değil midir?
Gün doğmadan neler doğar.
Bilemiyorum Prof. Dr. Ümit Meriç, bizim bu yorumlarımız için ne der? Tabiî ki bizzat yorumlarını da duâ sahibinden dinlemek en uygun olanı.
18.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|