Bilhassa yüzyılın başlarında işlediği vahşetleri gören Mehmet Âkif'in günümüz medeniyeti için verdiği hüküm bu.
Bu medeniyet dünyanın başına belâ kesilmekle kalmamış, ferdi de perişan etmiştir. Öyle ki insana başlangıçta bir şey yeterken yüz şeye muhtaç etmiş, onu fakir hâle getirmiştir. İnsan, "Falanın şuyu var da benim niye yok!" gibi görenek belâsıyla çok şeyleri arzu eder olmuş, fakat ne kadar çalışsa da ihtiyaçlarını karşılayamamış, başkaları gibi olmayı kafasına koyduğu için hileye, harama girmekte tereddüt etmemiş, ahlâken bozulmuştur.
Bu medeniyet, insanları nefsin arzularına zebun etmiş, zevk ve lezzetler peşinde koşturmuş, tembelliğe sevk etmiş, çalışma şevkini kırmıştır.
Tabiî ki medeniyetin iyi yönlerine sözümüz yok. Ne var ki kötülükleri iyiliklerine galip gelmiş, hep böyle hükmedegelmiştir.
Sözünü ettiğimiz medeniyet, Batı medeniyetidir.
Bediüzzaman'ın tesbitiyle Batı medeniyeti insanlığın yüzde seksenini meşakkate, sıkıntılara atmış, yüzde onunu aldatıcı bir mutluluğa sevk ederken diğer onunu da ikisi arasında bırakmıştır.1
Maneviyattan yoksun, ruhsuz bir medeniyettir bu medeniyet. Medeniyet elbisesi giymiş, korkunç bir vahşettir. Dışı parlamakta, içi ise yakmaktadır. Dışı süs, içi pistir. Sûreti canayakın, sîreti, iç yapısı ise bir şeytandır.2
Batı medeniyetinin dayandığı temeller de hep olumsuz olagelmiştir. Şöyle bir göz atacak olursak şunları söyleyebiliriz:
Batı medeniyetinin dayanak noktası kuvvettir. Kuvvetin hükmettiği yerde tecavüz vardır. Zayıflar ezilir.
Gayesi menfaattir. Menfaatin olduğu yerde de boğuşma vardır. Birbirlerine sıkıntı verir insanlar.
Hayat prensibi mücadeledir. Bundan çekişmeler doğar, kavgalar başlar. Zayıfın hayat hakkı yoktur. Güçlü zayıfı ya yok etmeye veya etkisiz hâle getirmeye çalışır.
İnsanları birbirine bağlayan bağ ise başkalarını yutmakla beslenen ırkçılık ve menfî milliyettir. Bu da müthiş çarpışmalara sebep olur.
Çekici hizmeti, nefsin arzu ve isteklerini tahrik ve tatmin etmektir. Bu da insanı insanlıktan çıkarır.
Bu medenîlerin çoğu içi dışına çevrilse kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu görülecek gibi hayâle gelir.3
İyilikleri zayıf kalan böyle bir medeniyet insanlığa ne verebilir ki?
Dipnotlar:
1- Tarihçe-i Hayat, s. 90.
2- Mesnevî-i Nuriye, s. 77.
3- Mektûbât, s. 458; Tarihçe-i Hayat, s. 118.
15.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|