"O kullarım ki, söze kulak verirler ve onun en güzeline uyarlar. Onlar, Allah'ın hidâyet nasip ettiği kimselerdir. Akl-ı selim sahibi olanlar da onlardır."1
Meâlini verdiğimiz bu âyet, bize hayatın her safhasında ışık tutar.
Kâinattaki her şey ya bizzat güzeldir veya sonuçları itibariyle güzeldir. Bu bakış açısıyla hayata bakan insanlar, "Her şeyin güzelini al" kaidesiyle hareket eder; hayatın güzelliklerini görür, her şeyden güzel dersler çıkarmasını bilirler.
Böyle insanlar en olumsuz olaylardan dahi olumlu sonuçlar çıkarmasını bilirler. Böylesi olaylar gök gürlemesine benzer. Gök gürler, şimşek çakar, yıldırım düşer. Korkutur insanları. Bunlara takılıp kalanlar, bunların arkasındaki rahmeti göremezler.
Hayatın her ânı bir olmaz. Bazan bahar mevsimi, bazan da kış hayatı yaşamak zorunda kalır insan. Talebeleriyle birlikte zulmen atıldıkları hapishanede bu âyetten ders çıkaran Bediüzzaman Hazretleri, "Bizler için şimdi her şeyin iyi tarafına ve güzel cihetine ve ferah verecek vechine bakmak lâzımdır ki, mânâsız, lüzumsuz, zararlı, sıkıntılı, çirkin, geçici haller nazar-ı dikkatimizi celb edip kalbimizi meşgul etmesin" dedikten sonra Sekizinci Söz'de bir bahçeye giren iki adam örneğini anlatır: Bunlardan biri bahçeye girerken diğeri çıkar. Mutlu olan bahçedeki çiçeklere, güzel şeylere bakıp safa sürüp istirahat ederken, mutsuz olan diğeri, temizlemek elinden gelmediği halde çirkin ve pis şeylere hasr-ı nazar edip midesini bulandırır, istirahat yerine sıkıntı çekip çıkar, gider.
Bu örneği hatırlatan Üstad Hazretleri sosyal hayatın safhalarından biri, özellikle Yusufiye Medresesi adıyla andığı hapishanenin bir bahçe hükmünde olduğunu, çirkin ve güzel, kederli ve ferahlı şeylerin birlikte bulunduğunu söyledikten sonra, "Âkıl [akıllı] odur ki, ferahlı ve güzel şeylerle meşgul olup, çirkin, sıkıntılı şeylere ehemmiyet vermez, şekvâ ve merak yerinde şükreder, sevinir"2 der.
Evet, bu bakış açısıdır ki hapishaneyi dahi bir okul hâline getirmiş, orada bulunan her mahkûm, dersine şevkle çalışan bir öğrenci konumuna girmiştir. Bir tesbitinde o hapishane hayatından dokuz tane sevinilecek nokta çıkarır Üstad. Bu sevinçlerin, sıkıntılı musîbetlerini hiçe indirdiğini belirtir. Bunlar: 1. Zahmetin rahmete dönmesi, 2. Kaderin adaleti içinde rıza ve teslimiyet ferahı, 3. Özel İlâhî inayet, 4. Geçici olduğu için bittiğinde lezzetin gelmesi, 5. Çok önemli sevaplar kazandırması, 6. Allah'ın vazifesine karışmamak, 7. En şiddetli hücumların en az meşakkat ve küçük yaralarla atlatılması, 8. Diğer musibetzedelere göre daha hafif geçmesi, 9. Nur ve iman hizmetinde şiddetli imtihandan çıkan yüksek ilânâtın tesirleriyle sevinme.
Evet, "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır."
Dipnotlar:
1- Zümer Sûresi: 18.
2- Şuâlar, s. 437.
08.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|