Ortadoğu'nun kapısı: Hatay
Türkiye'nin ticaret ve turizm potansiyeli bakımından Ortadoğu'ya açılan pen-cerelerinden birinin, Hatay labileceği belirtildi.
Son yıllarda farklı turizm potansiyeliyle dikkatleri üzerinde toplayan Hatay'a, ne tür yatırımlar yapılabileceğinin araştırması yapıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının yaptırdığı araştırma sonunda, ilginç veriler ortaya çıktı.
Araştırmaya göre, nüfus büyüklüğü bakımından ülkemizin 13. büyük ili konumunda bulunan sınır şehri Hatay'ın, 7 bin yıllık tarihinin ve değişik kültürlere ev sahipliği yapmasının, turizm kriterleri açısından farklı bir konuma oturmasını sağladığı belirtildi.
Şehrin tabiatı ve kültürünün yanında, iklim özellikleri, Anadolu'yu, Ortadoğu'ya bağlayan sınır ili olması Mezopotamya'nın, Akdeniz'in son noktada bulunması gibi özelliklerinin, Hatay'ı ilgi çekici hale getiren etkenler olarak sıralandığı ifade edildi.
Bakanlığın yatırımcılara rehberlik yapmak amacıyla hazırladığı verilere göre şehir, alternatif turizm ve turistik ürün çeşitlendirmesi konularında, diğer birçok turistik merkeze göre avantajlı durumda. Yatırım araştırmasında ortaya çıkan sonuçlar başlıca şöyle:
''Hatay'da her yıl değişik zamanlarda 3 tane kültür ve turizm festivalleri düzenlenmekte. Alternatif turizm merkezi yapılması konusunda pek çok avantajı bulunmakta. Çünkü yöre, coğrafî yönden diğer yerlere göre merkez dışında kalmış ve tabiî yapısı tahribata uğramamış durumda. Tarihi geçmişi ve çok kültürlü yapısıyla, günümüz modern turizm anlayışının temellerini oluşturan alternatif turizm çeşitlerine son derece uygun durumda. Samandağ ve Yayladağ ilçeleri av turizmi için uygun potansiyel arz ettiği gibi, sağlık açısından da değerlendirilmesi gereken bir potansiyel.''
Hatay'da, faaliyet gösteren 418 sanayi tesisi bulunduğu belirtilen araştırmada, bu tesislerin gıda, dokuma ve giyim, orman ürünleri, kâğıt ve kâğıt ürünleri, kimya, petrol, kauçuk, plastik, metal sanayi, taş ve toprağa dayalı sanayide üretim yaptığı hatırlatılarak, demir-çelik ve tarımsal ürün ticaretinin katma değer açısından en önemli sektörler olduğu vurgulandı.
Sınırda büyük bir şehir
Türkiye'nin güney kapısının turizm ve ticaret şehri olabilmesi için Hatay'ın farklı kültürel yapısının işlenebilmesi için uluslararası kaynaklara ve fonlara erişilebilinirlik oranının çok yüksek olduğuna işaret edildi. Tarım sektöründe seracılıktan, organik tarıma, bağcılıktan kapari üretimine (tabiatta kendiliğinden yetişen ot), arıcılıktan, hindi yetiştiriciliğine kadar çok çeşitli alanlarda tarım sektöründe yatırım yapılabileceği belirtildi. Plâka mermer, odun bitki, zeytinyağı, dondurulmuş sebze ve meyve üretim tesisi gibi yatırımlarında ilgi alanı oluşturabileceği kaydedilerek, Hatay'ın bütün bu yatırım alanları dışında otomotiv yan sanayii, beyaz eşya imalatı, bilişim sektörü yatırımları, tıbbî tekstil üretim tesisi, çeşitli tip bıçak imalatı, medikal cihazlar ve cerrahî el aletleri imalatı, sakat araçları imalatı, kompakt disk (CD) üretim tesisi gibi alanların, bu sınır iline büyük değer katacağı bildirildi.
İstanbul'dan sonra en büyük filoya sahip
Avrupa ülkeleriyle Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleriyle bağlantısını sağlayan E-5 karayolunun Hatay'dan geçmesinin yanı sıra ülkenin en önemli limanlarından İskenderun limanının da etkisiyle, dış ticaretin gelişmiş olduğu vurgulanan araştırmada, Hatay'ın Türkiye'nin 9. sıradaki ihracatçısı olduğu, taşımacılık sektöründe de İstanbul'dan sonra en fazla filoya sahip bulunduğu belirtildi.
Hatay'ın, Suriye ile sınır komşusu olmasının, Basra Körfezi ve Ortadoğu ülkelerine olan yakınlığından dolayı dış ticaret ilişkilerinde bulunabildiği, bu avantajın detaylandırılması gerektiğine dikkat çekilen araştırmada, ilin ülkenin sınır turizminin ve ticaretinin merkezi olabilmesi için birtakım yatırımların yapılması gerektiği üzerinde duruldu.
Karayolu bağlantılarında standart düşüklüğü bulunması, şehir içi trafik ulaşımında darboğazların bulunması, havaalanı projesinin tamamlanmamış olması, eğitim sektöründe okur-yazar oranının bölge ve ülke ortalamalarının altında olması gibi sorunlarının yanında, turizm sektöründe tanıtım ve pazarlama eksikliği ve halkın bu konudaki bilinçsizliğinin olumsuz neticeler doğurduğu kaydedildi.
|
/ ANKARA
08.01.2008
|