"Biz her insanın amelini kendi boynuna doladık. Kıyâmet gününde de onun için bir kitap çıkarırız ki, açılmış olarak gelip kendisini bulur.
"Oku kitabını! Bugün hesap görücü olarak kendi nefsin sana yeter."1
Kur'ân-ı Kerim, yeryüzünün halifesi olan insan için böyle buyuruyor. Bir tarafta kendini yiyip bitirircesine ibadet ve iyilikte yarışan, melekleri dahi geçebilen, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmış insanlar... Diğer tarafta canavarları dahi geride bırakacak derecede insanlıktan yoksun, göz kırpmadan sinek öldürür gibi cana kıyabilen insanlar...
Elbetteki her ikisi arasında fark olmalı. Biri organ, duygu ve yeteneklerini en güzel şekilde kullanmış, diğeri ise sûistimal edip insanlık ve faziletten kopmuş bu iki insan arasında dağlar kadar fark var.
Şüphesiz insan, başıboş değil, boşuna yaratılmadı. İyiler mükâfatlarını, kötüler de cezalarını bu dünyada tam olarak görmüyorlar. Öyleyse herkesin mükâfat veya cezasını göreceği başka bir âlem olmalı, yaptıklarından hesaba çekilmeli.
Eline geçen her türlü imkânı olabildiğince güzel kullanmaya çalışmış bir insanla, ömrünü, bedenini, malını, gençliğini ve öğrendiklerini sorumsuzca ve hoyratça kullanmış insanlar arasında elbetteki farklar olmalı. Kur'ân birçok âyetinde birincilere Cennet, ebedî saadet ve cemâlullahı müşahede gibi nimetler verileceğini müjdelerken, ikincilerin acı sonlarını da şöyle anlatır:
"Defterler de ortaya konmuştur. Mücrimleri, defterlerinde yazılı olan şeyden titrer halde görürsün. 'Eyvah bize!' derler. 'Bu defterin hali ne? Ne küçük, ne büyük, hiçbir şeyi eksik bırakmadan hepsini tek tek saymış! Böylece, işledikleri ne varsa, önlerinde yazılı bulurlar. Rabbin de hiç kimseye haksızlık etmez."2
Hâkka Sûresi de böyle bir insanın pişmanlık dolu sonunu şu cümlelerle anlatır: "Defteri solundan verilen ise 'Keşke' der, 'Kitabım verilmeseydi. Hesabımı öğrenmeseydim. Keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı! Malım bana fayda vermedi. Gücüm, kuvvetim kaybolup gitti.'"3
Böyle bir hesap günü olmasaydı, masumlar, yeryüzünü fesada veren, insana bir hayvan kadar dahi değer vermeden acımasızca öldüren vahşilerden nasıl haklarını alacaklardı?
Demek insan sorumsuz değil, bir Mahkeme-i Kübrâ var.
Dipnotlar:
1- İsra Sûresi: 13-14.
2- Kehf Sûresi: 49.
3- Hâkka Sûresi: 25.
05.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|