Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevat ÇAKIR

Bir kazakla 27 yıl



Günümüzde çok garip karşılanılacak bir uygulamayı TEMA Vakfı kurucusu ve Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’da görüyoruz. Aşırı tüketimin hüküm sürdüğü günümüzde, imkânı olduğu halde istediğini satın almamak kolay bir şey değildir. O, üzerine giydiği kazağı yirmi yedi yıldır giydiğini açıklıyor. Hem de delik deşik olduğu halde.

Bir defasında da gazetelerde çıkan bir beyanatında şöyle demişti: “Param var, ama satın almaya hakkım yok.” Bu konularda ‘toprak dede’nin taklid edilmesi gerekir. Hele de giyim konusunda. Çünkü hepimizin en çok zaaf gösterdiği konudur bu. Günümüzde öyle kişiler vardır ki, her bayramda, her düğünde, yeniden elbiseler alır. Tüketmekten ciddî bir zevk alırlar. Kredi kartları ve taksit gibi değişik uygulamalar hepimizi gereğinden fazla tüketmeye zorlamaktadır. Bu sisteme direnmek çok zor.

Evlerimizde giyilmeden ‘yarı yaş’ bekleyen elbiseleri koyacak yer yok. Peygamberimiz, (asm) ‘elbiselerinizi yamamadan atmayın’ diye buyurmaktadır. Hiç olmazsa eskitmeden atmamamız gerekiyor. Bizim çocukluğumuzda ayakkabılarımız mutlaka yamatılırdı. İyice yırtılmadan yenisi alınmazdı. Böyle olunca yeni alınan elbise ve ayakkabının da bir zevki olurdu.

Aslında fazladan her tüketilen madde, dengenin bozulmasına sebep olmaktadır. Her tüketilen madde için enerji harcanmaktadır. Aşırı tüketim, ‘miri malı’ndan çalmak ve acıkmadan yemek yemek gibidir. Nasıl ki kötü bir fiil yapan, sizin de aynı fiili yapmanızı ister; taki rahatlasın. ‘Ben israf yapıyorum, ama herkes de benim gibi’ veyahut ‘ben de herkes gibiyim’ anlayışı yanlıştır. Aşırı israfta bulunanlar da sizi teşvik ederek kendileri gibi insanların çoğalmasıyla rahatlarlar. Hayatında iktisatlı yaşamayı kendisine düstur edinen Said Nursî Hazretleri, halkların hediyesini kabul etmektense “Bir parça kuru ekmek yemek ve yüz yamalı bir libas giymek bana daha hoş geliyor” diyor. (1) “Şu üstümdeki sakoyu, yedi sene evvel eski olarak almıştım. Beş senedir elbise, çamaşır, papuç, çorap için dört buçuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisat ve rahmet-i İlâhiye bana kâfi geldi” demiştir. (2)

Her üretilen fazla bir düğme ve bir metre parça kumaş gelecek nesillerin bir derece hakkını gasp etmektir. Ayrıca bu kadar aç ve çıplak insanların yaşadığı bir dünyada giyime bugünkü gibi harcama yapılmamalı. Eğer insanlık bu israfından vazgeçmez de, devam ederse; küfranı nimetin bir cezası onu bekliyor demektir. Şimdiden korkup titremesi gerekir.

Dipnotlar:

1- Mektubat, 19

2- Mektubat-70

25.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.12.2007) - Millî ağaçlandırma seferberliği

  (29.09.2007) - Duman avcısı Mahmut

  (25.08.2007) - Barajlar otlak olurken

  (15.06.2007) - Mukaddes temizlik emri

  (30.05.2007) - En makbul ikram

  (29.04.2007) - Damlaya damlaya çöl olur

  (23.04.2007) - Ormanlarımız

  (17.02.2007) - Sigarayı boykot

  (08.01.2007) - Sularımız çekilirken

  (21.12.2006) - Bir milyon ağaç

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri