Yıllarca beklediğimiz müjdeli haber İstanbul’da başbakan tarafından duyuruldu: Ağaçlandırma seferberliği.
Anadolu’da çıplak toprak parçalarını gördüğümde ‘bu boş arazilerin ağaçlandırılması mümkün olsa, her taraf ağaçla kaplansa’ diye aklımdan geçirirdim. On üç yıldır da bu köşede defalarca bu düşüncelerimi yazdım. Böyle bir seferberliği duyunca da çok sevindim. Bütün resmî kurumların ve vatandaşların dâvet edildiği bir seferberlik bu.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün deyimiyle evliliklerde, doğumlarda ve ölümlerde dahi ağaç dikelim. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde de İstanbul için ağaçlandırma çalışmalarını başlatarak, İstanbul’da yeşil alanları çoğaltmıştı. Şimdi de bunu ülke geneline yayarak geliştirecek. Başbakan ‘yeşil medeniyeti’ istikametinde bu çalışmayı başlattıklarını ifade etti.
Çevre Bakanı Veysel Eroğlu da dünyadaki en büyük ağaçlandırma meşalesini yaktıklarını bunun için yediden yetmişe herkesi katkıya dâvet ederek ‘Türkiye’yi yemyeşil yapacağız’ dedi. Bu ağaçlandırma seferberliğinde 2008–2012 yıllarında 2.300.000 hektar alanın ağaçlandırılması planlanmaktadır.
Evet gerçekten güzel ve büyük bir hedef, inşallah muvaffak olunur. İnsanın hayatıyla çok yönlü ilişkisi olan ağaçtan Kur’ân-ı Kerim’de 26 yerde bahsedilmektedir. Bazı ağaçların ise isimlerinden bahsedilmektedir. Meselâ hurma (nahl), üzüm (ineb), zeytin, nar gibi. Ve Peygamberimiz’in (asm) “Bir Müslüman ağaç diker de bunun meyvesinden insan, ehli veya vahşi hayvan veya kuş yiyecek olsa, yenen şey onun için bir sadaka hükmüne geçer”1 ve “Kıyamet kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikin”2 emri hatırlanınca ağaç dikmenin önemi anlaşılıyor.
Cenâb-ı Allah’ın bizim için ondan ateş çıkardığı,3 beşiğimiz, bir zamanlar kaşığımız, karyolamız, sıramız, masamız, sandalyemiz, kâğıdımız ve her şeyimiz olan ağaca sahip çıkmalı ve ona dost olmalıyız.
İşte size ağaca örnek bir dosttan bahsedeceğim. Öyle bir dost ki, üzüldüğü zaman ağaca sarılıp hüngür hüngür ağlayan, insanlardan kaçtığı zaman Çam Dağında yine arkadaşı ağaçların dallarıdır. Büyük bir para teklif edilse dahi ağacın dalını kesemeyeceğini söyleyecek kadar onlarla dost olmuş. Demek ki ağaçlara sadece odun nazarıyla bakmamamız gerekiyor ki koruyabilelim. Yoksa ne kadar ağaç diksek de ‘baltacı’lardan koruyamayız.
Dipnotlar:
1- Müslim, müsakat: 10.
2- Buhari, el- Edeb’ul-Mufred s. 168.
3- Yasin suresi, 80.
11.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|