“Hocaların hocası” ünvanıyla tanınan Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, dün Fatih Camiinde kılınan cenaze namazıyla ahiret âlemine uğurlandı. Cenaze namazına katılan cemaatin kalabalık oluşundan daha önemlisi, cami avlusunun ‘dostların buluşması’na şahitlik etmesiydi.
Mesleğimiz icabı olarak ünlü bir iktisatçı olan Sabahaddin Zaim Hocamız ile geçmişte bir iki röportaj yapma imkânı bulmuştuk. Samimî davranışları ve alçak gönüllü oluşu en dikkat çeken yönüydü. Her defasında sorularımıza cevap vermiş ve Türkiye’deki ekonomistlerin uzak durduğu kavramları kamuoyuna anlatmıştır. Zaim hoca, aynı zamanda nurlara dost bir ilim adamıydı.
“İslâm iktisadı” kavramını biraz da Sabahaddin Hoca ve onun gibi az sayıda ideal ilim adamlarımızın ısrarlarına borçluyuz. Maalesef, Türkiye’deki bazı ilim adamları “İslâm” ile “iktisad”ı bir arada zikretmekten memnun olmazlar. “Ne demek İslâmın iktisadî görüşü? Yok öyle bir şey. İslâm ayrı, iktisat ayrıdır” diyen çok sayıda “prof.”a rastlamışsınızdır. İşte Sabahaddin Hoca bu konularda kitaplar kaleme alarak bu kavramların yerleşmesine ve kabul görmesine hizmet etmiştir.
Allah rahmet eylesin, Sabahaddin Hocamız gibi isimlerin önemli bir yönü de, işlerini en iyi şekilde yapmış olmalarıdır. Görev yaptıkları sürece, ‘düşman’ları bile ‘iş’leriyle ilgili bir tenkid yapamamış, “Siz bu işleri yapamıyorsunuz!” diyememiştir. İşin ehli olmanın verdiği rahatlıkla, hayatlarını ‘insan gibi insan’ yetiştirmeye adamış ve neticede de bu hedefe ulaşmışlardır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi,—diğer hocalarımız alınmasın—sahip olduğu itibara biraz da bu şekilde ulaşmıştır.
Fatih Camiindeki cenaze namazı sonrası kısa bir konuşma yapan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raşit Küçük, “iktisadın duayeni” olarak tanınan Prof. Dr. Sabahattin Zaim’i anlatırken “Sahabî gibi yaşadı” ifadesini kullandı. Tanıyanlar da, bu tesbite iştirak etti.
Aslında bu ve benzeri cenazeler, “Türkiye gerçeği”ni de gösteriyor. Bakınız, onbinlerce kişinin katıldığı bu cenazede ne nümayiş, ne de ‘çevre kirliliği’ yaşandı. Herkes sakin bir şekilde namazını eda edip, merhumu ‘asıl vatan’ olan ebedî âleme uğurladı.
Zaim Hoca, ‘ünlü’ idi; ama cenazesinin kılındığı cami avlusu ‘çelenk’lerle değil, ağzı duâlı insanlarla doluydu. Resmî protokollerle sınırlanmamıştı, gönüllü ve ibadet kastıyla gelenlerin katıldığı bir cenaze namazı idrak edildi. Dünya için değil de, ahiret için yaşamanın neticesi bu olsa gerek.
Sabahattin Hocamın eserlerine elbette öncelikle yetiştirdiği ‘iktisatçı’lar sahip çıkacaktır. Geçmişte garip karşılaşılan bazı iktisadî kavramlar, mutlaka önümüzdeki yıllarda gündemi daha fazla meşgul edecektir. İslâmın iktisadî görüşü, israf, tasarruf, faiz, helâl kazanç, ticarî ahlâk gibi konularda İslâmın ortaya koyduğu ‘doğru’ların savunulması ve bunda ısrar edilmesi gerekli. İktisad ilmi, “müsrif”lerin ve “faizsiz olmaz” diyenlerin eline bırakılmayacak kadar önemlidir.
Bu vesile ile bir defa daha merhum hocamızı Allah’tan rahmet dilerken, ailesi, dostları ve talebelerine de başsağlığı diliyoruz. Mekânı cennet olsun.
11.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|