En üstte:
Kilise…
Hemen onun altında:
Papa!
Onun altında ise;
Kral.
Daha sonra; Soylular…
Soyluların altında:
Burjuva…
Yani; zengin tabaka!
Ve….
….Nihayet:
Bütün bunların altında: Köylüler!
Yani; zavallı halk…
***
Saygıdeğer okuyucular; 17. Yüzyıla kadar, nerede ise bütün Avrupa yukarıdaki hiyerarşi ile yönetiliyordu!
Katı bir sistem!!!
Değişmeyen bir anlayış…
Daha doğrusu;
Anlayışsızlık!..
Kural şöyle işlerdi:
Papazlar toplanır;
İki dünya ile ilgili kararlar alınırdı(!)
Bu karar(!); alt katmandaki Papa, Kral, soylular, burjuva ve zavallı halkı kesinkes bağlardı!
Sıkı mı?!:
Bu karara uymayan ya dinden atılıp aforoz edilir, daha olmazsa asılıp ya da bir çırpıda yakılıverirdi!
Tıpkı:
Zavallı Galileo gibi…
“Beni assanız da dünya dönüyor!” diye kiliseye başkaldırıp bilimi savunduğu için…
***
Bütün bunları; Volter(Voltaire)’in “Tarih Felsefesi” adlı eserinden sizlere özetlemiş bulunuyoruz…
Fransızlar’ın o çok övündükleri: Fransız Devrimi’nin akıl babaları kimdi?
Bu Voltaire ile üç arkadaşı; Jan Jak Rousseau, Montesqieau ve Doudet…
Papaz olmak için kiliseye gittiler, taciz olup buradan nefret ederek din düşmanı oldular.
Fransa’da kan gövdeyi götürdü!
Paris sokakları dahil tüm Fransa’da yüz bini aşkın insanın kafası giyotinlerle vahşice ve katur-kutur şekilde yerinden kopartıldı!!!!
***
Bu arada ise;
Almanlar uyanık çıktı ve:
17. Yüzyıl sonrasında hemen Kilisenin baskısından üniversiteyi ayırıp kurtardı.
Ancak bu sefer iflâs eden Hıristiyanlık karşıtı olanlar “şüpheci” bir anlayış ile bütün dinlere savaş açtılar.
Bu esnâda biz Türkler, İslâmiyet’in verdiği meziyetler ile koca Osmanlılar halinde dünyayı yönetiyorduk…
Sonrasını biliyorsunuz:
Bize de aynı hastalıklar bulaştı!
Batılılaşmayı yanlı ve yanlış anladık. Komünizm gelip dünyayı çalkaladı ve topluca Allah’ı inkâr etme hastalığına yakalanan insanoğlu daha yeni yeni Freud ve Darwin teorilerinden yine televizyondaki belgeseller ve bilim sayesinde yakasını kurtarmaya çalışıyor.
Avrupa’da her şeye rağmen hangi taşı kaldırsanız altından Kilise çıkar!
Mesela: pozitif yani artı(+); bildiğiniz haç işaretine endekslenmiştir…
Peki biz ne olacağız bundan böyle?
Kurtuluşumuz nasıl olacak?:
Çok kolay:
Sevgili imamlarımız en az papazlar kadar donanımlı ve araştırmacı olacaklar!!!
Gece lambası ışığında kitap okuyarak uyuyacak; insanlarımız da kendilerini geliştirecek televizyon ve ajans seyrederek ömürlerini tüketmeyecekler!
Türk Milleti koyun gibi diyenler kısmen haklı; biz zamana yayarak çok büyük bir sabırla, sabır taşını çatlatacak kadar da olsa aydınlanmamızı tamamlıyoruz!
Ama:
Bazı ülkelerin yaptığı gibi -affedersiniz- bilmem ne sürüsü gibi insanımızı giyotinlerle doğrayıp sonra da övünerek bunun adına, “devrim” demiyoruz!
Ya aydın geçinen insanımız ve üniversitelerimiz bu arada ne eyleyecekler?!:
O da çok kolay:
Biraz diz kırıp kendi değerlerini yeniden öğrenecekler…
Öyle atıp-tutmayla olmuyor bu işler!
Hangi İngiliz bütün ömrünü Hıristiyanlığa savaş açarak geçirmiş?
Biraz olsun kendi özümüze dönmemiz gerekmiyor mu?!!!!
06.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|