Market analistleri 2007 yılının bütün denizciler için zor bir yıl olacağını düşünüyordu. Çünkü navlun, yani taşıma ücretleri denizcilik tarihinde en fazla 18 ay zirvede kalıp daha sonra mermi gibi düşmüştü.
2003 yılının ikinci yarısında başlayan yükselme 3,5 yıldır devam ediyordu ve her yükselişin bir sonu olmalıydı.
Market analistlerinin çoğu böyle düşünüyordu ve 2007 yılına da böyle girildi. Pek çokları, 2003 yılında başlayan marketteki yükselmenin 2007 yılı ile sona ereceğini düşünüyordu. Öyle ki Clarkson Araştırma Servisinin her yıl yaptığı yarışmayı, 2007 yılı için değil tahmin etmek, yüzde 25'lik bir hatayla bile tahmin edebilen çıkmadı dünya denizcilerinden.
Denizciler hiç de alışık olmadığı bir durumla karşılaşmışlardı. Nasıl olsunlardı ki, bu sektördeki büyüme soluksuz üç yıldır yüksek seyretmekteydi.
Hâlbuki yanılgının cevabı basitti, zira son üç yıldır dünya gayri safî millî hâsılası % 5 üzerinde büyümüştü. Bu durum en son 1964-66 yılları arasında yaşanmıştı. Aynı zamanda Çin'in ithalatı % 18 artmıştı ve çelik üretimi 500 milyon tona yaklaşmıştı.
Bu büyüme, limanlar ve taşıma üzerine baskı oluşturmakta gecikmedi. Limanlarda sıkışmalar yaşandı ve sonuç gemi kiralayanlar için kötü, gemi sahipleri, yani armatörler için iyi oldu.
2007 yılında çok fazla gemi hurdaya ayrılmadı, buna karşı ikinci el satışları hacim olarak % 30, değer olarak da % 50 arttı, toplam satış 55 milyar Amerikan Dolarına ulaştı, ki bu da muhtemelen başka bir rekoru ifade ediyordu.
Tanker fiyatları % 7 artarken, dökme kuru yük gemilerinin fiyatları % 77 arttı. Peki, 2008 yılında denizcileri neler bekliyor?
Cevaplaması şimdilik zor olmakla birlikte, Güney Afrika'daki denizcilik piyasası gelişmeleri bu yıla ışık tutabilecek özellikler sunuyor. Son iki haftadır mermi gibi düşen bu piyasa, diğer denizcilik ülkelerini tedbirli olmaya yöneltiyor.
Fakat doğru yaklaşımı 2007 yılının eksilerinden yola çıkarak yapılacak yorumlar ile tahmin edebiliriz.
2008 yılında armatörleri, 2007 yılında oluşan ve marketi olumsuz etkileyecek üç ana problem bekliyor.
Birincisi; tanker ve dökme kuru yük filosu çok büyüdü. En son rakamlara göre, 785 milyon deadweight'e (ton ağırlığa) ulaştı ve siparişler % 75 artarak 380 milyon deadweight'i (filonun % 50 si) buldu.
İkinci sorun ise, daha bir ürkütücüdür, zira petrol fiyatları varil başına 100 Amerikan Dolarına ulaştı ve bu da talebi etkilemeye başladı.
Üçüncü sorun ise, Ağustos 2007' de ABD'de patlak veren kredi krizi. Bu kriz dünyanın ekonomideki rekor büyümesini sona erdirebilecek gibi görünüyor.
2008 yılı armatörler için de kolay bir yıl olacak gibi gözükmemektedir. Teslim edilecek her yeni gemi, talep artmadığı sürece, ki artacağa da benzemiyor, diğer gemilere rakip olarak marketten pay alacak ve taşıma ücretleri düşecektir.
Bu durum, özellikle yaşlı gemilere sahip ülkemizi ilk etapta çok fazla sıkıntıya sokmayabilir. Fakat son yıllarda Türkiye yeni gemi inşa faaliyetlerinde oldukça gelişti. Filomuza çok sayıda yeni gemi katıldı. Filosunu yenilemeye çalışan ülkemiz için gelecekte tehlike sinyalleri yanmaya başlamıştır.
Dünya öyle bir noktaya geldi ki, adeta küçük bir köye benzemeye başladı. Bir yerde birisi hapşırsa, diğer tarafta insanlar nezle oluyor. ABD'de başlayan ve giderek etkileri daha fazla artan "kredi krizi" bütün ülkeleri etkileyecek gibi görünüyor.
Hükümetin alacağı tedbirler çok önemli. Son beş yılda denizciliğimiz dünyadaki olumlu havanın da etkisi ile çok gelişti. Tersanelerimiz siparişleri yetiştirmekte güçlük çekiyor. Gemi inşa edilen kızaklar ağzına kadar dolu durumda.
Gemi sahipleri de sadece filolarını yenilemekle kalmayıp profesyonel yönetim anlayışına geçmeye başladılar. Kurumsallaşma denizcilik sektöründe oldukça yaygınlaştı. Fakat bahar mevsiminin sonuna geldik gibi görünüyor. Gerekli tedbirleri alarak kışa hazırlık yapmak gerekiyor. Aksi takdirde binlerce kişinin ekmek yediği ve ekonomi için hayatî sektörlerden birisi sayılan denizciliğimiz sıkıntılar yaşayabilir. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zamanıdır, vesselâm.
22.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|