Sayın yazar, sen de gündeme hiç bomba gibi düşmüyorsun. Hiç gezmiyorlar gündem bomba imha ekipleri senin yazıların için. Bir köşede buruşturulup atılmış, kesip yapıştırılmış bir yazının etrafına "olay yeri inceleme" şeritleri çekilmiyor. Eğitimli köpeklerle gezen, sırtında "bomba imha ekibi" yazan polisler göremiyoruz çevremizde.
Gündemi hiç sen belirlemiyorsun. Bazen hazır belirlenmiş gündemin ortasına yerleşiyorsun. Bazen acemice gündem belirlemeye çalışıyor, ama başaramıyorsun. Belki gündem belirleme diye bir derdin bile yok, özründen büyük bir kabahatle suçüstü yakalanıyorsun.
Sayın yazar. Bir genel yayın yönetmeni yahut o kadar da genel olmayan ama yayını değilse de bir şeyleri yöneten yazarlar senden bahsetmiyor. Hatta adını bile bilmiyorlar. Bilseler iki saniye sonra unutacaklar. Balık hafızalı oldukları için değil, senin gündemi bombalama ve belirlememen yüzünden.
Hadi bunları yapmıyorsun. Bari polemiğe gir. Ama yapmıyorsun, sayın yazar. Polemikle, üstünde "işi olmayan giremez" yazan devlet dairesi odalarını karıştırıyorsun. Yahut polemikle mafyayı karıştırıyorsun. "Polemiğe giren, sağ çıkamaz" diyerek kötü adam kahkahası atan siyah gözlüklü badigardları hatırlıyorsun, nerden çıkartıyorsan.
Sayın yazar. Sen kimseden hiçbir şey alıntılamadığın için, kimse de senden hiçbir şey alıntılamıyor. Belki birilerinden birkaç cümle iktibas etsen, "tabak boş gönderilmez" prensibinin gereği, senin cümlelerin de birkaç yazıya girecektir. Sen aksini iddia etsen de, kimbilir belki başın göğe erecektir.
Sayın yazar, sen kimseye çamur da atmıyorsun. Muhtemelen kirlenmenin güzel olduğunu düşünenlerden değilsin. Bak benim zorlamamla, bir reklâm sloganı da olsa bir alıntı yaptın. Hadi bakalım, belki Omo tabağı boş göndermez.
21.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|