71 yaşında ölen Pavarotti dünyanın en iyi tenoru olarak kabul ediliyordu. Aynı Pavarotti, genç bir tenor olarak geldiği Ankara’da Devlet Opera ve Balesi tarafından yetersiz bulunmuştu.
Dünyanın en saygın sosyologlarından 80 yaşındaki Prof. Şerif Mardin, Türkiye Bilimler Akademisi’ne kabul edilmedi.
Ne Pavarotti sıradan bir müzisyendi, ne de Mardin sıradan bir bilim adamı. İkisini birleştiren nokta sadece mesleklerinde zirve noktaya ulaşmaları değil, “Ankara” tarafından reddedilmeleriydi.
Pavarotti kariyerinin başında, Mardin ise kendini ispatladıktan, adını bütün bilim camiasına kabul ettirdikten sonra reddedildi.
Ankara kimbilir başka hangi Pavarotti’leri yetersiz buldu, başka hangi Mardin’lere kapılarını kapattı.
Kimbilir başka hangi Pavarotti’ler, Ankara’nın kendilerini “yetersiz” bulmalarını “yeterli” kabul ederek, yeteneklerini öldürdüler. Kendilerini kabiliyetsizlik abidesi zannedip, sıradan bir hayat sürdüler.
Ve kimbilir başka hangi Pavarotti’ler Pavarotti gibi kendilerini “yetersiz” gören Ankara’yı “yetersiz” bulup kendilerine başka kapılar, başka yollar aradılar ve o yollardan zirvelere ulaştılar.
Pavarotti münferit bir örnek miydi peki? Ankara, yani bir şehir değil, bir zihniyet olan Ankara, liyakata çok değer veriyordu da, bir tek dünyanın bu en iyi tenoru kabul edilen sesini mi reddetmişti? Bütün bilim adamlarına kapılarını açmıştı da, bir tek Şerif Mardin’e mi kapatmıştı?
Yoksa Ankara için liyakat, yetenek, çalışma, bilim hiçbir değer taşımıyor muydu? Yoksa bize san’atçı diye dünyanın en vasat seslerini mi dinlettiler? Bilim camiasının en sıradan isimlerini, dünyanın en iyi bilim adamı diye mi yutturdular?
İşin garip ve komik tarafı, operaya, baleye değer vermiyor diye halkı aşağılayıp küçük görürken, kendileri bir büyük müzik adamına, “Haydi başka kapıya” demişlerdi.
Hayatta en hakikî mürşitin ilim olduğuna inandıklarını her fırsatta söyledikleri halde, bir büyük bilim adamını aralarına kabul etmemişlerdi.
Evet, bu bir şehir değil, bir zihniyetti.
Üniversite kapılarını, okumak isteyen genç kızlara, düşüncesi kendi dogmalarıyla çatışan bilim adamlarına kapatan bir zihniyetti bu.
Ve artık kimse onu dinlemiyor.
10.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|