Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şükrü BULUT

Tesettür siyasî bir simge değildir!



Mevcut AKP hükümetinin Türkiye dışındaki icraatlarında, olumlu bulduğumuz "Medeniyetler Projesi"ni, henüz müşahhas bir meyve vermemiş olsa da, müsbet bir adım olarak değerlendiriyoruz. Başbakanın bu proje münasebetiyle Madrid çalışmaları esnasında "ağzından kaçırdığı" cümlelerin tesettür karşıtlarına kuvvet vereceğini kendisi de bilemiyordu. Bir "sürç-ü lisan" olarak değerlendirmek istiyoruz. Zira aksinin ne akıllıkla ve ne de samimiyetle bağdaşmayacağını herkes biliyor.

Dünyanın küçüldüğünü, Türkiye'deki din ve insanlık karşıtlarının stratejilerinin Avrupa merkezlerinde detaylıca izlendiğini ve AKP'ye rey veren milyonların inkisar-ı hayallerinin, Türkiye karşıtlarınca global güç merkezlerine servis edildiğini başbakan bizden daha iyi bilir. Gazetecilere "siyasî simge" ile "başörtüsünü" yanyana getirmesinin, karşıtlarının sıkıştırmaları neticesinde, yanlışlıkla ifade edildiğine inanıyoruz.

Tesettür düşmanlığının, Avrupa'da semavî din düşmanlığıyla "eş zamanlı" olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilhassa Freud ve yoldaşlarının dinsizlik adına açtıkları "ahlâksızlık çığırındaki"lerin "kadın hak ve hürriyetleri sloganlarıyla" paralel olarak kadın bedenini teşhir ile birlikte "tesettür düşmanlığının" ortaya çıktığını, tarihteki belgeler de tasdik ediyor. Kuzey Avrupa ve Galiçyalı olan dinsiz feylesofların başlattıkları "semavî ahlâk prensiplerini tahrip" hareketinin, aynı zamanda Osmanlı coğrafyasında da yankı bulduğunu biliyoruz. Bilhassa Selanik, İzmir ve İstanbul'da yayınlanan magazin dergi ve gazeteleri de H. Cahid, Hüseyin Rahmi ve A. Cevdet gibi din terbiyesi karşıtlarının yazıları, kanaatimizi pekiştirir. Cumhuriyet Türkiyesi'ndeki uygulamalar, Kuzeyli feylesofların Avrupa ve Bolşevik Rusyası'ndaki uygulamalarının yansımalarıdır. Kısmen tesettürlü Hıristiyan kadını da baştan çıkarmayı hedefleyen bu hareketin tahribatı 1937'lere kadar sürer. Savaşın ayak seslerini işiten dinsizlik ve sefahatin temsilcileri, evvelâ Kuzey Avrupa'yı ve daha sonra Avrupa'yı terk ederler. Çok gariptir ki, aynı tarihlerde genç Cumhuriyet, Bediüzaman Hazretlerini Eskişehir Hapishanesinde "Tesettür Risâlesiyle" alâkalı olarak sorgulamaktadır. Çok partili dönemlerde Demokrat ve Adalet Partili hükümetlerin kısmen kaldırdığı tesettür yasağını, Türkiye'de ihtilâl yapanlar yeniden hortlatacaklardır. 28 Şubat'ın diktatörlük derecesinde hortlattığı bu zulmün, maalesef geçen bunca zamana kadar bitmemesi, işbaşına gelen hükümetlerin meselesidir. Millete rağmen ihtilâlcilerin zulmüne ortak olmuşlar ve

oluyorlar.

Tesettürün siyasî bir simge olmadığını tüm dünya biliyor. Semavî dinlerin tümünde bulunan tesettürün fıtrî olduğuna dair çok yazılar yazıldı. Tesettüre bürünmüş bir buçuk milyarlık İslâm âlemindeki kadınlar hangi siyasî partinin simgesini taşıyorlar? Tesettür yüzünden kadınlarımıza yapılan zulmü sona erdirme teşebbüsünden dolayı başbakanı yine de kutluyoruz. Yalnız önemli bir soru var zihinlerde; Başbakan milleti arkasına aldığından dolayı mı bu çıkışı yapıyor, yoksa şimdiye kadar kader birliği yaptığı Amerikalı neocon ve neoliberallerin dostluk vaadinden dolayı mı harekete geçti? Şayet ikincisi doğru ise, dinsizlerin dindarlara karşı hiçbir zaman vaadlerinde durmadıklarını belirtmek istiyoruz. Ayrıca Avrupalı bütün neocon ve neoliberallerin tesettüre düşman olduklarını, bazılarının bu istikamette yerel ve genel parlamentolarda "yasaklanması için kanun maddesi" hazırladıklarını hatırlatmak istiyoruz. Hayır, şayet millete dayanıyorsa, istifa dilekçesini elinde tutarak yoluna devam etsin. Merhum Özal gibi, yasağı katmerleştirecek teşebbüslerde bulunursa da millet başbakanın işini bitirir. Görülen o ki, ya AKP hükümeti mesnetsiz yasağı bitirecek, veyahut da tesettür yasağı AKP iktidarını indirecektir. Garip zamanlara giriyoruz.

25.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.01.2008) - Türkiye'nin 'Kürt sorunu' var mı?

  (18.01.2008) - Medrese-mektep çekişmesi üzerine.

  (14.01.2008) - İsveç, Avrupa'da model olma yolunda

  (11.01.2008) - Büyücünün büyüsü bozuldu!

  (07.01.2008) - İsveç'te şeriat

  (04.01.2008) - Dinî kültür ve semboller

  (21.12.2007) - İmtihan veya kurban

  (14.12.2007) - 12 Eylül anlaşılmadan asla

  (07.12.2007) - 12 Eylül anlaşılmadan asla

  (30.11.2007) - Avrupa'yı veya dünyayı tanımak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri