Kan ve gözyaşının eksik olmadığı Ortadoğu'daki problemlerin temelinde, İsrail'in keyfî tutum ve davranışları yatıyor. Bölgede; bir problem sona ermeden, hemen diğer problem başlıyor.
İsrail'in, dünyayı ve insanlığı karşısına alan bu tavrı tepki toplasa da; icraatlarından vazgeçirilebilmiş değil. İsrail yine bildiğini okuyor. Bunu yaparken de her defasında 'barış taraftarı' propagandasını da ihmal etmiyor.
Meselâ, son günlerde Gazze'de yaşanan insanlık dışı durumu tahayyül etmek bile zor. Göz göre göre, Gazze'de yaşayan Filistinliler 'açlığa' terk edildi. Çetin kış şartlarında Gazze'ye giden elektrik ve diğer insânî ihtiyaçlara engel olan İsrail, gelen tepkiler üzerine (İstanbul Başkonsolosluğu aracılığıyla) "Hayır, Gazze'ye verilen elektrik vs. kesinti yapmadık" diye açıklama bile yaptı.
İsrail'in 'zulmü' o kadar bariz ki, Gazze'de yaşayanlar canlarını tehlikeye atmak pahasına Mısır sınırındaki 'duvar'ları yıkmak durumunda kaldı. Gazze-Mısır sınırında yaşanan insanlık dramı dahi insanlığı uyandırmaya yetmiyorsa başka ne denilebilir?
İsrail, önce; 'kesmedik' dediği yardımı, insanlığın kurduğu yoğun baskı ve tepki sonrasında "yeniden başlattığı"nı açıkladı. Böylece 'ne kadar da barış yanlısı' olduğunu bir defa daha gösterdi! Tam bir İsrail taktiği: Önce 'ölüm'ü göster, sonra 'sıtma'ya razı et.
İsrail'in yaptığı insanlık dışı uygulamaları saymakla bitiremeyiz. Filistin'i 'açık cezaevi'ne dönüştürmek için ördüğü 'insanlık dışı duvar'ın varlığı bile İsrail'in niyetini anlamaya ve anlatmaya yeter. Söz konusu duvar örülmeye başlandığında da "yıkılması mukadder olan duvar niçin örülür" diye sorulmuştu. Gerçekten de dünyadaki maddî ve manevî pek çok 'duvar' yıkılırken; İsrail'in yapmaya çalıştığı bu duvar, aslında bütün insanlığa karşı yapılan bir 'duvar'dı. Bütün itirazlara rağmen duvarın yapımı devam etti.
İsrail'in insanlık dışı politikalarına karşı çıkan 'İsrailli'ler de var elbet. Bunlardan biri de Uri Avnery... Avnery, yaptığı bir açıklamada "Bütün duvarlar gibi İsrail'in yaptığı bu duvar da yıkılacak" demiş.
(Yeni Asya, 28 Ocak 2008)
Biz de aynı kanaatteyiz. Çünkü insanlık, yaradılışı gereği haksızlığa ve zulme karşı bir araya geliyor ve gelmeye devam edecek. Nitekim, geçen yıllarda Amerika'lı bir 'insan' Rachel Corrie, Filistinlilerin evlerini yıkan İsrail 'dozer'ine karşı gelmiş ve bu uğurda canını fedâ etmişti. (Böylesi cesur 'aktivist'lere Mevlâ'm iman nasip etsin. Âmin.)
İnsanlığın hürriyet hedefindeki yolculuğunu İsrail'in 'duvar'ı da durduramayacak. Başta Filistin olmak üzere dünyanın her tarafındaki 'insan'lar; hür ve mamur olmalı. Bunun yolu da; kim olursa olsun haksıza karşı gelmek ve kim olursa olsun haklıya sahip çıkmaktan geçiyor. Maddî menfaatler uğruna tersini yapanların artık uyanması gerekir. Çünkü insanlık nehri, hürriyet denizine doğru yol alıyor. Bu nehrin 'geri'ye doğru akması imkân ve ihtimal dışı.
Hür dünya, İsrail'e karşı; mazlûm Filistinlilerin yanında olmalı. Ama bunu 'söz'leriyle değil, fiilleriyle ortaya koymalı. Bu irade ortaya konulursa, Berlin Duvarı yıkıldığı gibi, İsrail'in yaptığı 'duvar' da yıkılır, yıkılsın ve yıkılacak inşallah.
29.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|