Her ne kadar profesörler bile düşündüğü için "denetimli ceza"dan kurtulamıyor ise de, insan düşünmeden edemiyor?
- "Türban"a değil, "başörtüsü"ne karşı olanlar neden hâlâ itiraz ediyor? Onlara göre nasıl bir bağlama şekli başörtüsüdür, kafalarında bir formül var mı? Hazır bir örtünme şekli tasarlıyorlarken, 2008 ilkbahar-yaz kreasyonlarını da bir zahmet hazırlayabilirler mi?
- Neden başı açıklar da saçlarını anneleri gibi yaptırmak zorunda değil? Üniversite kapılarında bir bayan kuaförü istihdam edilip, saç şekilleri konusunda denetim yapmaları ve saçlarını Anadolu kadını gibi yaptırmamış olanların sıfıra vurdurmaları neden teklif edilemiyor? Yoksa böyle bir şey de mi teklif bile edilemiyor?
- Başörtüsü bağlama şeklindeki bu Anadolu sevgisi neye dayanıyor? Başörtüsü Anadolu'daki gibi bağlanacaksa, neden diğer kıyafetlerin Avrupaî olmasına itiraz edilmiyor? Neden üniversiteler folklorik kıyafetlerle dolup taşmıyor?
- Anadolu kadının örtünme şekline olan bu yakın ilgiye karşılık, meselâ Trakya kadınına neden ayrımcılık yapıyor? Kimi yerlerdeki kara çarşaflar neden öcü muamelesi görüyor? Bu, aynı zamanda, "Anadolu kadını gibi örtün, asla Trakya kadını gibi değil" demek değil midir?
- Çene altından bağlamak üniversitede lâikliğe uygun ise, lisede ya da kamuda neden "kesinlikle" yasak? Üniversite öğrencileri için geçerli olan lâiklik, lise öğrencileri ve kamu görevlileri için geçerli değil mi? Liseyi bitirince lâik, üniversitede "eh işte lâik", üniversiteyi bitirip işe başlayınca tekrar tam lâik mi olunuyor? Üniversite, bir tür tampon bölge mi?
- Neden birileri sürekli tesettürden "üniforma" diye bahsediyor? Bunlar, başa bir şey takılan her kıyafeti (asker, hemşire, polis, v.b.) üniforma zannetme hastalığından mı muzdarip? Yoksa her şeye askerî gözle bakma gibi daha derin bir rahatsızlıkları mı var? Meselâ onlara "Dikkaaaaat!" çeksek, ayağa kalkıp selâm dururlar mı?
31.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|