Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

‘Kameriye Tarikatı’nın Kubilay aday adayı



Geçenlerde Kamer Genç, Meclis’te stand up yaptı. Keşke yanında Meclis’in diğer ve eski renkli üyeleri ve hafiften ağır topları da olsaydı. Sözgelimi, Esat Kıratlıoğlu ve Mail Büyükerman ilk akla gelen simalar arasında. Ama ötekiler kendi halinde. Kamer Genç ise sürek avında veya vukuat peşinde. Meclis’te kendisi arbede çıkarmasına mukabil (Sakıp Ağa ile cınkar çıkardığı benzerlerini hatırlayın) AKP’li vekillerin lincinden kendisini CHP ve AKP’li dostlarından kurtardığını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çakı taşıdığını da hatırlatarak: "Bunlar yanlarından çakılarını da eksik etmiyorlar?" diye tazallum hali beyan ediyor. Risk altında yaşadığını ileri sürüyor. Neyse ki postu deldirmeden CHP ve MHP’li dostları sayesinde şimdilik Kameriye Tarikatı’nın Kubilay’ı olmaktan son anda kurtulmuş. Fakat can güvenliğinden pek de emin değil. Zinhar, kendisine koruma verilmesini istiyor. Kamer Genç’in bu fedai tavrı bana aslında Necdet Sevinç’in 12 Eylül öncesi yazdığı yazılarını veya bir kitabının ismini hatırlattı: 'Yazarını Kurşunlatan Yazılar.' O kadar etkili yazmış ki, muhaliflerini kendisini kurşunlamaya azmettirmiş. Bu o kadar kolay olmasa gerek. İnce bir ustalık ve maharet ister. Necdet Sevinç’ten sonra Bektaşi hikmetinin son temsilcisi Cengiz Han avurtlu İlhan Selçuk da galiba son sıralarda aynı şekilde yazılar yazdı. Allah gecinden versin yazdığı yazılar galiba adrenalini yükseltti ve Ergenekon mergenekon derken neredeyse korktuğu başına geliyordu. Fücceten kalb yetmezliği iptilasıyla hastaneye kaldırıldı. Şimdi nekahat döneminde. Allah gecinden versin diyor ve kendilerine acil şifalar diliyoruz.

***

Esat Kıratlıoğlu’nun adını ‘bay haset’e çıkarmışlardı. Zehi çekememezlik ve zehi iftira. Kanımca asıl hasete maruz kalan kerdisiydi ve haset yüzünden siyasî kariyeri söndü gitti. Hatta Hüsamettin Cindoruk bir defasında kendisi için ‘Saçlarını yatıştırmak için harcadığı mesaiyi biraz da memleket işlerine ayırsaydı memleket makus talihini yenebilirdi’ demiştir. Aslında o mesainin çok azıyla saç da ektirebilirdi. Ama klâsik adamlara lâf anlatmak deveyi hendekten atlatmaktan zordur. Enteresandır, kimilerinin haset dediği azmi sayesinde Mehmet Akif Ersoy’dan sonra Boğaz’ın en namlı şampiyonu haline gelmiştir. Sırtını yere getiremeyenler ayak oyunlarıyla birlikte onu Meclis dışına attılar. Kamer Genç ile birlikte koro oluşturabilecek isimlerden birisi de Mail Büyükerman idi. Meclis’in hakikî renkli simalarından birisiydi. Kamer Genç tek başına AKP’yi yıkmak ve devirmek isterken (Meclis’te cumhurbaşkanı seçimi sırasında çit oluşturmaya çalışmıştı) Mail Büyükerman da tek oyluk bir cumhurbaşkanlığı adaylığı denemesinde bulunmuştu. Nasip değilmiş. Cumhurbaşkanlığı Mail'e nail olmadı. Ama şansı 28 Şubat sürecinin kudretli generali Çevik Bir’den daha iyiceydi. En azından adaylığını gördü. Öteki onu da göremeden; hatta adaylığını ilân edemeden madara oldu gitti. Hem de Reha Muhtar’lar huzurunda...

***

Kamer Genç ise devrim şehidi olmayı galiba kafasına koymuş ve sanki başını koyduğu dâvâdan da vazgeçmiyor. ‘Ya devlet başa ya kuzgun leşe’ diyerek ya AKP’nin kellesi ya da bu yolda benim naçiz vücudum diyor. Ama arbede sırasında CHP ve MHP’liler kendisini kurtarsalar bile rejimi AKP’den kurtarmak için onun oluşturmak istediği çite dahil olmamışlardı. Dolayısıyla onlar Kamer Genç’in misyonuna değil zatına hizmet edi-yorlar. Bilâkis kendisini kurtararak misyonunu gerçekleştirmesinin de önüne geçtiler. Dolayısıyla burada akla başka sorular vürud ediyor: Gerçekten de Kamer Genç adı üzerinde kurmaca tarikatı Kameriye Tarikatı gibi şov mu yapıyor, yoksa bir misyonu var mı? MHP ve CHP’li dostlarına teşekkür etmesi aslında onun Kubilay ruhundan ne kadar uzak olduğunu da gösteriyordu. ‘Tutmayın beni’ peşrevleriyle Meclis’teki son numarasını icra ediyordu besbelli. Kaderin bir cilvesi Kamer Genç Kubilay’a kardeş olmak isterken Cumhuriyet döneminde Menemen, Dersim’in kaderini paylaşmıştır. Edremit’in Van’a bakması gibi.

21.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.04.2008) - ‘Mücahid Carter, Şeriatçı Başpiskopos, Neocon Papa’

  (19.04.2008) - Hüdaperest sosyalistler

  (18.04.2008) - Ulusalcı-milliyetçi farkı

  (17.04.2008) - Ulusalcı-Neocon ittifakı

  (16.04.2008) - Yeryüzünden silen silene!

  (15.04.2008) - Siyasî krizden devlet krizine

  (14.04.2008) - ‘Hayat tarzımıza saldırıyorlar’

  (13.04.2008) - Darbeleri Olgunlaştırma Enstitüsü

  (12.04.2008) - Bedri ile Sadri’nin kavgası

  (11.04.2008) - ‘Tarlamızı önceden sürmüşler’

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri