Baş kapatmaya karşı olanların parti kapatmaya bu kadar meraklı olmasını anlayamıyorum doğrusu. İş başını örtmeye gelince; açınn! Sıra demokrasi açılımına geldi mi en ulusalcı tavır karşınızda; hoopp! “Açın dedikse o kadar da değil!”
Kapatmaya meraklıdır kendileri. Kapatmanın sona erdiremeyeceğini bile bile yaparlar bunları. Tarikatlar yasaklandı-kapatıldı ne oldu? Geçen hafta açıklanan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık İnsan Hakları Raporu bile kapatmanın sadece gözünü yummaktan ibaret olduğunu gösterdi. Rapora göre “Türkiye’de tarikatlar yasak ama pek çok yönetici tarikat mensubu. Tarikatlar da hâlâ canlı ve etkili.”
İşte böyle bir şeydir kapatma ayakları; kapattıkça büyür aslında kapananlar. Nereden mi geldik buraya? AKP’nin kapatılma davasının zamanlamasının Anayasa Mahkemesinde bekleyen başörtüsü düzenlemesini etkilemeye dönük olduğu şüphelerinin arasından geldik.
**
Bugün “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” ileri sürülerek kapatılma davası açılan AKP de nereden nereye geldi? DP Genel Başkanı Süleyman Soylu da basın toplantısında buna dikkat çekti.
Soylu, MSP’den AKP’ye uzanan çizgiyi hatırlattı ve Yargıtay Başsavcısına “Yeter artık” dedi: “Ne yaptınız bu güne kadar 8’di 18 yaptınız. 18’di 28 yaptınız. 28’di 33 yaptınız. 33’dü 47 yaptınız. Siyaseti normalleştirmekten uzaklaştırdınız. Yeter artık diyoruz!”.
**
Tamam gün kapatılma davasına karşı çıkma, demokrasiye sahip çıkma günü. Peki sadece hamasetle mi olacak bu? Bir hatırlatma da AKP’ye yapalım. İktidar sarhoşluğu yavaş yavaş sarmaya başlamıştı kadroları. İktidarının ilk yılında reformları ardı ardına yapan AKP, son zamanlarda “Ulusalcıları-Ergenekoncuları” fazla dikkate almaya başlamıştı. Korkunun ecele faydası yok. Dikkate aldı da ne oldu?
Peki ne yapmalı? Yapacak çok iş var. Zor mu? Hiç değil. Demokratik cesaret yeter. İktidarın ilk yıllarındaki rüzgârın esmesi lazım. Demokratik reformlar şoka uğratmıştı rejim bekçilerini. AB süreci geriye doğru gidince hatta durunca da AKP kapatılma şokuyla karşılaştı. Sen gündem belirlemezsen başkasının gündeminde sürüklenirsin.
**
İntikam hissi her insanda var. Bu hissi iptal etmek, moda tabirle “kapatmak” mümkün değil. Maharet, yönünü, mecrasını değiştirmekte. Parti adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, hedefin millet iradesi olduğunu söyledi. O zaman sizin yapacağınız da devlet iradesi değil, millet iradesini dikkate almaktır.
Ne mi yapılacak? Herkesin bildiğini söylemek gibi olacak, ama yine de hatırlatalım: AB sürecine süper hız verin. Başörtüsü, Kürt, Alevi, Ermeni, vb. gibi sorunların çözümünü başlatın. Kapatın birbirimizi erittiğimiz sorunları...
Yeter mi? Yetmez… Şemdinli’de yaptığınız hatayı Ergenekon’un üzerine giderek telafi edin. Kapatın çeteleri, millî irade hırsızlarını...
Alın size; en güzel, en meşrû yol bu…
17.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|