Bir oyuncağın başında;
İki çocuk neden kıyasıya kavga ederler?
Hırslı oldukları için mi?
İsteklerinden dolayı mı?
Girişken bir ruha sahip oldukları için mi?
Yoksa:
Aç gözlülüklerinden mi?
Hangisi?
Hangi neden veya nedenlerle henüz aklı, birçok şeyi kesmeyen bu insan yavruları, olanca hızlarıyla bu oyuncaklara saldırırlar?
Acaba;
İnsan; insanın, kurdu olduğundan mı?
***
Yeryüzündeki tek tüketici kim?
Aslanların derilerini üstünden sıyırıp alarak kendine pösteki yapan!
Arının balını, tavuğun yumurtasını bir çırpıda; babasının malıymış gibi tüketiveren…
Hayatı:
Yardımlaşmadan ziyade, savaş olarak gören kim?
Aslında:
Gerçekten:
Ağlayan kim?
Gülen kim?
Var mı insandan başka bu duyguları en derinlemesine yasayan başka bir varlık?
***
“Bu da nereden çıktı? Her çocuk oyuncak görünce saldırır mı ki?” demeyiniz lütfen….
Biz büyükler çok mu paylaşımcıyız?
Çok mu; elimizdeki her nimeti başka insanlar ile bölüşüyoruz!
***
Saygıdeğer okuyucular;
İnsan, küçük bir kâinat; kâinat da büyük bir insan gibidir!
Değil mi?
Müthiş bir kozmik yapı içinde:
İnsan;
Bildiğimiz gibi…
Bütün yaratılmış varlıkların en yücesi ve en şerefli olanıdır.
Acı olan ise sudur:
Bu insan:
Yasadığı gezegenden ve onun içindeki yardımlaşmayı mümkün kılan her atom ve moleküler yapıdan habersiz kalmaktan yanadır ve umarsızdır…
Bu durum, bizi sorumlu olduğumuz;
“İnsan gibi insan olma” özelliğine yakın tutmalıdır.
Artık hayatı anlamsızlaştıran ve insanı düşünmekten alıkoyan her modelin iflâs ettiğini bütün insanlık hiç mi anlayamayacak?
İnsan;
Ölümün öldürülemediğini!
Bir başka alemde bir gün imtihana gireceğini kavrayabilecek mi?
Veya:
Acaba;
Anlayamayacak mı?
Nereye kadar:
Vur patlasın, çal oynasın?
13.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|