Anayasa Mahkemesi’nin iddianameyi kabulü AKP’yi cesaretlendirdi. Zayıf bir ihtimal de olsa mahkemenin geri çevirme beklentisi sona erdi.
Hele Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü kapsayan bölümün 4’e karşı 7 oyla kabul edilmesi zayıf beklentileri de ortadan kaldırdı. Süreci ve sonucu bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
AKP’nin maalesef yumurta kapıya dayandıktan sonra aktifleşme gibi bir hastalığı var. Bu saatten sonra dönüşün olmadığı anlaşıldı.
Demokratikleşme paketi hazırlıkları son hızla başladı. Düzenleme sadece parti kapatmayı zorlaştırmayı kapsamıyor. Özgürlükleri daha geniş ele alan bir paket olması yönünde çalışmalar var. Kamuoyunu ne kadar tatmin eder açıklanınca göreceğiz.
Önce Mecliste grubu bulunan partilerle uzlaşma aranacak. Düzenleme grup başkan vekilleri düzeyinde ele alınacak. Ancak mutabakatın sağlanamayacağını söylemek kehanet olmaz.
Zira, CHP ve MHP yakaladıkları pozisyonu her ne pahasına olursa olsun terk etmek istemeyecektir. Belki DTP’nin desteği alınabilir. Onlar da kapsamını gördükten sonra net bir tavır sergileyecekler.
Bunu AKP’liler de biliyor. Ancak amaç muhalefet partilerini dışlamış gözükmeden referandumun kapısını aralamak.
Görünen o ki başka bir yol da kalmadı. Elbette kulislerden birbirinden parlak formüller sızacak. Demokratik hakların kullanılmasını engellemek isteyen aracılar rollerini oynayacak. Ama bunların birer oyalamacadan ibaret kalacağını hatırdan çıkarmamak lazım.
AKP’nin kararlı hale gelişi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına da yansıdı. Dünkü grup toplantısında konuşmasının sonlarında kapatma olayına giren Erdoğan, “soğukkanlı ve metanetle” işi yürüteceklerini açıklarken kararlılığını şu cümlelere yansıttı: “Korku tacirlerine fırsat vermeyeceğiz.”
Zaten olay bu aşamaya da korkuyla gelmişti. AB sürecini yükselen milliyetçilikten pay kapma telâşıyla yavaşlatan Erdoğan, başına gelen bu olaylardan sonra korkunun ecele faydası olmadığını da bir kez daha anlamış oldu.
Manzarayı -her ne kadar oy kalitesi tartışılsa da- dağdaki çoban da görüyor. Bir yandan referanduma yani sine-i millete gidilecek. Bir yandan da Ergenekon’un üzerine üzerine gidilecek. En azından şimdilik görünen o.
Yol açık. Yeter ki demokratik cesaret gösterilsin.
02.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|