Şüphesiz müzelerin, tarihî mekânların, sergilerin, şehirlerin, yolların rehber, öncü ve kılavuzları vardır. Bu dünya, kâinat muheşem bir şehir, sayısız antika eserlerin sergilendiği bir müze, bir fuar gibidir.
Bir rivayette 124, bir diğerinde 224 bin peygamber gönderilmiştir. Peygamberler hak ve hürriyetleri ihyâ ve yerleştirme mücadelesi vermek için gönderilmişlerdir. Peygamberler, insan-kâinat, yani eşya ve varlık münasebetlerini, aradaki koordineyi de dersleriyle sağlarlar.
Peygamberler ile hürriyetler arasındaki irtibatı maddeler halinde sıralarsak, şunları tesbit edebiliriz:
* İnsan daima kendisinden üstün, akıllı, zekî, ahlâklı, dürüst, doğru, güvenebileceği, günahsız birisini rehber edinmek ister. Peygamber’e inanmayanlar, filozofların veya akıllı geçinen insanların peşine takılır, neticede de dalalet bataklığında kendilerini bulurlar. İnsanlık tarihinde günümüze kadar akıp gelen iki yol, bu gerçeğe parmak basar. Birinci ve tek emniyetli/huzurlu yol, peygamber yolu. İkincisi de, İlâhî hakikatlere sırt çeviren inkâr, dalalet ve sapıklık uçurumu...
• Peygamberlere iman olmazsa, insanlık bunalımlara düşer, hayatları zindana döner. Ahiret hayatı olduğu gibi, dünya hayatı da peygamberlere imanla aydınlanır. Dolaylı veya direkt “vahy”in mahsulü olan hadis-i şerifler de, binlerce fennî, ilmî, edebî, ahlâki, içtimâî, siyasî, idarî incelik ve nükteleri, güzellikleri ihtiva ederler.
• Hukukun, mimarinin, sanatın kaynağı din/vahiy olduğu gibi, teknik ve teknolojinin de kaynağı dindir. Allah, elçilerini insan toplumlarının manevi ilerleme cihetinde birer imam gönderdiği gibi, yine insanların maddi yükselmeleri sûretinde dahi, o peygamberlerin her birisinin eline bazı harikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstat etmiştir. Onlara mutlak olarak uymayı emrediyor... Sanatkâr ve zanaatkârların çoğunun pir olarak bir peygamberi kabul etmesinin sırrı budur.
Bütün medeniyet, yükseliş, mükemmellik ve kültür değerleri, semavî dinler ve peygamberler eliyle insanlığa hediye edilmiştir. Avrupa ve Amerika’dan getirilen fen ve sanat da, gerçekte yine İslâm’ın malıdır.
• Yaratılışın sebebi, hayatın sırrı, kâinatın manası ve muamması ancak peygamberler sayesinde çözülür. Hayat onlar sayesinde boşluktan kurtulur, değer kazanır.
* Resullere imân, onların vermiş olduğu hak ve hürriyetler mücâdeleleriyle kendisini özdeşleştirir. Anne-baba hakkı, komşu hakkı, insan hakkı, hayvan hakkı, hattâ eşya hakları, peygamberler vasıtasıyla ders verilmiştir.
Peygamberlerin çizgisinde gidenler, Sünnet-i Seniyyeye ittiba edenler, hayatlarını denge içinde geçirirler; hem maddi hem de manevi rahatlığa kavuşurlar. Peygamber yolunda gidenlerin mutluluk ve huzuru ile, onun çizdiği çizgiyi aşanların taşkınlıkları her an gözümüz önündedir.
İnsanların kalb ve dimağlarının ufkuna ekilen hak ve hürriyetler, bir kartopu gibi, akıldan akıla, beyinden beyine, gönülden gönüle, zamandan zamana, devirden devire, asırdan asıra, toplumdan topluma, kitaptan kitaba yuvarlanarak büyümüş ve bugünkü şeklini almıştır. Şu halde, din, peygamberler ve din, hak ve hürriyetlerin kaynağıdır.
02.04.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|