Belki de, 23 Nisan 23 Nisan olalı böyle bir bayram yaşanmadı. AKP hakkında kapatma dâvâsı açıldı, CHP haftasonu kurultayını yapıyor. Bunlar aynı ana denk gelince Meclis’te söz düelloları yaşandı. Bugünkü yazımızda Meclis’te önceki gün yaşananlarla ilgili bazı notlar aktarmak istiyorum.
Açılışının 88. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Meclis’te Baykal’ın siyasî gerginliği arttırıcı bir nev'î “delegeye selâm” konuşması damgasını vurdu. CHP Genel Başkanı Baykal AKP’lilerin “yuh” sesleri altında yaptığı konuşmada iktidarı sert sözlerle eleştirmesi “bayram”ın havasını kaçırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 23 Nisan münasebetiyle siyasî parti liderlerine Çankaya Köşk’ünde verdiği yemeğe de, Toptan’ın akşamki verdiği resepsiyona da katılmayın Baykal, bir lokanta da muhtarlarla yemek yemeyi tercih etmişti!
Genelde bu tür toplantılarda, konuşmalarda günün mânâ ve ehemmiyeti anlatılır. Ancak Baykal öyle yapmadı. “Laiklik” üzerine kurduğu konuşmasında “demokrasilerde olmazları” sıralarken AKP’lilerden tepki aldı. Diğer genel başkanlar ise yaptıkları konuşmalarda gerginliğe sebep olacak sözlerden kaçınmaya özen gösterirken, millî iradenin üstünlüğünden, sorunların çözüm yerinin Meclis olduğundan bahsettiler.
Aslında Baykal’dan önce konuşan Erdoğan’ın konuşmasında da muhalefete özellikle CHP’ye yönelik ince mesajlar vardı. Bol bol Mustafa Kemal’in sözlerinden referans gösterip muhalefeti bu sözlerle vurmayı tercih etmişti Erdoğan. “Bugün hâlâ 80 önceki ezber üzerinden siyaset yapanlar, ne yazık ki, milletimizin yaşadığı büyük değişiklik ve gelişmenin hem dışında, hem de çok gerisinde kaldı” derken, “Kimdir onlar sayın başbakan” soruları ile karşılaştı. Peşinden Baykal konuştu, ortamı gerdikçe gerdi. Protestolar altında konuşmasını yaptı. Ve görevini yapmış bir genel başkan olarak gülücükler atarak yerine oturdu.
Erdoğan’a, Baykal’ın bu üslûbu sorulduğunda ise, “Böyle bir bayram gününde herhalde bu kadar nefret dolu bir konuşma kimse duymak istemezdi… Milletimin yüksek takdirlerine sunuyorum” diyerek cevap verdi.
Burada bir ayrıntıyı da aktarmadan geçmeyelim. Başka bir genel başkanın yapması durumunda bazı çevrelerce tenkitler yapılırdı. Ancak Baykal yapınca bir şey diyen olmadı. Baykal, İstiklâl Marşı okunması sırasında bütün liderlerin bulunduğu genel kurul salonunda yoktu ve bitiminde salona girdi. Yorumsuz veriyoruz. Küçük bir ayrıntı işte…
Bu görüşmelerinin ardından TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın TBMM’nin 88. açılış yıldönümü münasebetiyle resmî kabulü vardı. Genel kuruldaki özel oturuma da katılmayan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları resepsiyona da katılmadı. Resepsiyonda kısa süre kalan Cumhurbaşkanı Gül'ün Köşk’te liderlere verdiği yemek, Baykal’ın bu yemeğe katılmaması, bu toplantıların devam edip etmeyeceği sorulduysa da Gül’ün kısa cevaplar vermeyi tercih etmesi gözlerden kaçmadı.
Yine kısa süre resepsiyonda kalan Erdoğan ise kapatma dâvâsında izleyeceği “yol haritası” soruldu. Bu konuda milletvekilleri ile gruplar halinde görüşmeler yaptığı, görüşmelerin bittiğinde de bir açıklama yapmayacağını söyledi.
Bülent Arınç’ın TBMM Başkanı olduğu dönemde sık sık “eşli veya eşsiz davet” tartışmaları yaşanırdı. Toptan “eşli davet” göndermişti. O dönemde sanki eşli davet gönderilirse akın akın başörtülülerin Meclis’e gelecekleri tahmin ediliyordu. Ancak önceki akşam görüldü ki, resepsiyona sadece bir başörtülü hanım katıldı.
Son bir not…
Meclis Başkanı Köksal Toptan, 15 Mart’ta katıldığı bir toplantı da, AKP’ye açılan kapatma dâvâsını çocuklara anlatmakta duyduğu kaygısını dile getirmiş, “23 Nisan’da Ankara’ya gelecek çocuklarımıza, bu Meclisin yüzde 86’sı halkın siyasî düşüncelerini burada yansıtıyor, ama bu yüzde 86’nın 56’sının partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde dâvâ görülüyoru nasıl anlatacağım” demişti. Toptan’ın bu durumu çocuklara nasıl anlatacağı merakla bekleniyordu. Çocuklar Meclis başkanını ziyaret ettiler. Fakat Toptan, kapatma dâvâsını çocuklara anlatamadı. Ne anlatsın ki… Demokrasilerde partilerin millet tarafından kapatılabileceğini mi, yargı kararları ile veya ihtilâllerle partilerin kapatılamayacağını mı? O da anlatmadı zaten…
Meclis’in 88. açılış yıldönümü gergin konuşmalar, Bahçeli ile Türk’ün tokalaşması, resepsiyona katılanlar-katılmayanların konuşulduğu bir ortamda kutlandı.
25.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|