Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mikail YAPRAK

Anne ve babaya iyilik Allah’ın emridir



Annemin vefat tarihi olan 1993’ün 12 Mayıs’ı, bu sene tam Anneler Gününe denk gelmedi, ama bizim yazı günümüz ona denk geldiği için sevgili annemin hatırasına köşemi işgal etmekliğim yadırganmaz her halde. Anna Jarvis’in, annesinin mezarına çiçek götürmesi dünya çapında hadise olabildiğine ve gündemi bu kadar meşgul edebildiğine göre, bizim, fiilen mümkün olmadığı zamanlarda da, fikren, zihnen, kalben, hayalen ve duâlarla annelerimizle meşgul olmamız gerekmez mi? Hem de sadece sun’î Anneler Gününde değil, her an, her lâhza..

Amerika’da, annesinin beklenmedik ölümüne çok üzülen ve bir sene sonra annesinin mezarına çiçekle giden dokuz yaşında Anna Jarvis adındaki bir kız çocuğunun bu hareketi, Mayıs’ın ikinci Pazar gününün Anneler Günü olmasına vesile kılınmış.. Olsun, bir itirazımız yok.. Olsa olsa itirazımız, hadisenin çığırından çıkarılmış, mecrasından saptırılmış ve tüketim sektörünün âleti ve oyuncağı haline getirilmiş olmasına olur.. İşte Avusturyalı bir annenin basına yansıyan bir sözü: “İyi ki de her gün ‘Anneler Günü’ olmamış.”

***

Kütüb-ü Sitte’de bulunan bir hadis-i şerif mealen şöyledir: “Kişinin âhirette derecesi yükseltilir. O da ‘Bu yükselme hakkım değildi, nereden geldi’ der. Kendisine: ‘Bu senin için evlâdının yaptığı istiğfar sebebiyledir’ denilir.” Öyleyse vefat eden anne ve babalarımızın mezarına çiçekle gitmektense, onlar adına sürekli duâ ve istiğfarda bulunalım. Müslümana yakışan bu olsa gerektir.

Ve bir kaç âyet-i kerime meali:

“İnsana Biz, anne ve babasına iyilik etmeyi emrettik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Onun anne karnında taşınması sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet olgunluğa erişip kırk yaşına vardığında, ‘Ya Rabbi’ diye duâ etti. ‘Bana, anneme ve babama bağışladığın nimetlerin şükrünü eda etmeye ve razı olacağın güzel işler yapmaya beni muvaffak et. Neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Ben Sana yönelerek günahlarımdan tevbe ettim, ve ben Sana teslim olanlardanım.” (Ahkâf Sûresi, 15)

“Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini emrettik. Annesi onu zaaftan zaafa düşerek taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yıl sürdü. Bana, annene ve babana şükret; dönüşün ancak Banadır, dedik.” (Lokman Sûresi, 14)

Şimdi bir hususa dikkat edelim. “Onun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır.” buyuruluyor. Diğer bir âyet-i kerimede, “Sütten kesilmesi de iki yıl sürdü” ifadesiyle birlikte, hamileliğin en az süresi “altı ay”, emzirmenin de en çok süresi “yirmidört ay” gösterilmiş oluyor. Ayrıca Bakara Sûresi, 233. âyet-i kerimesinde de, “Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler” buyuruluyor.

***

Şimdi düşünüyorum. 1953’lerde şu fakiri doğuran ve 1993’te vefat eden anneciğime tam 40 yıl zarfında ne kadar hizmet edebildim, hangi iyiliklerde bulunabildim. İtiraf ediyorum; onun benim için çektiği bin bir türlü sıkıntılarından kat-ı nazar, sadece iki tam yıl emzirmesinin, sadece bir gece uykusundan mahrum kalmasının hakkını karşılayabilmiş değilim. Babama karşı hizmette kusurumun kusuruna bakılmadığı çok masum bir çağımda o vefat ettiği için affa liyakatimi düşünme rahatlığını ve kolaylığını, anneme karşı sorumluluğumda hissedemiyorum. Tek çarem var. Allah’a sığınmak, O’na yalvarmak, hem kendim, hem annem ve babam, hem onlar hayatta iken onlara hizmet edenler için, hem bütün ölmüşlerim için, bu arada muhakkak ki, herkes için Allah’tan mağfiret dilemektir. Onlara, yani annem ile babama hizmet mevzubahis olunca, hem nesebî, hem nur ağabeylerim olan İsmail ve Celâl Ağabeylerimi de rahmetle yad etmek istiyorum.

Ve son olarak bir âyet-i kerime meali:

“Anne ve babadan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın “Öf” bile deme, onları azarlama, onlara güzel söz söyle.”

(İsra Sûresi, 23)

11.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.05.2008) - “Allah Allah diye diye...”

  (27.04.2008) - Batı doğru İslâmı arıyor

  (20.04.2008) - Kastamonu'da bir lise talebesi

  (13.04.2008) - Akibetleri vahim olanlar

  (06.04.2008) - Hasan’ın veda hutbesi

  (23.03.2008) - Dünyanın bütün güzelliklerini buraya getirin

  (16.03.2008) - Batınının başörtüsü imtihanı

  (09.03.2008) - Bağlandığı yerden çözülsün

  (02.03.2008) - Çocuk hatip olursa

  (24.02.2008) - Bizi sevmelisiniz

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT