Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Mayıs 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Avrupalı ‘mürteci’ler



‘Bu kadarı da olmaz’ denilen hadiselere şahitlik etmeye başladık. Türkiye’deki ‘yasakçı’lar, artık Avrupalı siyasetçileri de ‘mürteci’ ilân etmeye başladılar. Bu yaklaşımlarında kendi bakış açılarıyla ‘haklı’ da olabilir. Fakat bu tavır, ne Türkiye, ne de dünya gerçekleriyle uyuşmaz ve örtüşmez; bari bu bilinsin.

Türkiye, dünya ile entegre olmaya başladıkça; dünya siyasetçileri de Türkiye’de yaşanan haksızlıklara şahit olmaya başladı. Bu güne kadar ‘kapalı devre’ uygulanan yasaklar, artık dünyanın da gündeminde. Avrupa Birliği yolunda ilerlemeye karar veren bir ülkenin idarecileri, “Ben ne dersem o olur” anlayışını terk etmek durumunda. Bunu bildikleri için, doğruyu söyleyenleri ‘onuncu köy’e kovmaya çalışıyorlar. Neymiş, ‘kimse bizim iç işlerimize karışamaz’mış! Tabiî ki kimse kimsenin ‘iç işi’ne karışamaz, ama artık dünya ‘küçük bir köy’ gibi oldu ve bazı konular ‘iç iş’ olmaktan çıktı. Meselâ, kasırganın vurduğu Myanmar’daki cuntacılar, “Kimse bizim işimize karışmasın” diyebilir mi? Belki der, ama bu söz dünya nezdinde taraftar bulabilir mi? “İnsanlık” bir kişi ya da bir ülke meselesi değil, dünyanın meselesidir. İlâve olarak, AB’ye üyelik yolunda ilerleyen Türkiye’ye; üye olmak istediği ‘kurum’ olan AB yöneticilerinin söz söyleme hakkı doğar. Bu bakımdan, AB yöneticilerine itiraz edenlerin taraftar bulması mümkün görünmüyor.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn’in gerek Türkiye ziyaretleri sırasında ve gerek başka mekânlarda seslendirdikleri ‘doğrular’ bizdeki ‘yasakçılar’ı tam anlamıyla çileden çıkardı. Son sözlerini, en önce söyleyerek; bu iki isim başta olmak üzere onlar gibi düşünen AB yöneticilerini bir anlamda ‘mürteci/gerici’ ilân ettiler.

Türkiye ve dünya gerçeklerinden habersiz ‘aydın’ların bu itirazını ibret ile seyrediyoruz. Akılları sıra AB yöneticilerini “gerçekleri bilmemek”le suçluyorlar. Oysa asıl gerçekleri bilmeyen kendileri! Yaptıkları icraatlar ve savundukları fikirler; ‘suları tersine akıtma’ gayretinden başka ne ile izah edilebilir? 2008 yılında hâlâ ‘kamusal alan’a sığınıp, başörtüsü yasağını savunuyorlar. Savundukları yanlış elbette bununla sınırlı değil, fakat bu çarpıcı bir örnek. Bütün dünya hak, hukuk ve adalet noktasında ilerlerken bizdeki yasakçılar Türkiye’nin yerinde saymasını ya da ‘geriye’ gitmesini istiyorlar. Bu tavırlarıyla asıl “gerici”nin kendileri olduğunun da farkında değiller...

Yanlışlarında o kadar ileri gidiyorlar ki, Barroso’nun “Laiklik zorla dayatılamaz” sözüne bile itiraz ediyorlar. “Laiklik dayatılmasaydı demokrasi olmazdı” diye yazıyorlar. (Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet, 10 Mayıs 2008) Aslında burada “laikliğin” dayatıldığını itiraf etmiş oluyorlar. Peki, laiklik dayatıldı da demokrasi oldu mu? Olmuş olsaydı bugün bu tartışmalar yaşanır mıydı? Ayrıca, aynı gün, aynı gazetenin 3 yazarının (M. Y. Yılmaz, O. Ekşi, Y. Doğan) AB yöneticilerini ‘toptan’ eleştirmeleri tesadüf olabilir mi?

Demokrasilerde kararı millet verir. Hiç kimse ‘dayatarak’ işini yürüteceğini düşünmesin. Yürütülebilseydi, bu güne kadar dayatılan konularda yol alınırdı.

Milletimiz, hem de 2008 yılında; ‘dayatmalar’ı savunan ‘büyük gazete yazarları’nı ibretle ve hayretle izliyor...

12.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.05.2008) - İçki reklâmları engellenemez mi?

  (10.05.2008) - ‘Keçi’lerden özür dileriz

  (09.05.2008) - AB'nin önüne gelecek dosya

  (08.05.2008) - ‘Cunta’lar, daha fazla zarar verir!

  (07.05.2008) - İstanbul esir alınmadı, fethedildi

  (06.05.2008) - Ümitsizlik, başka kapıya!

  (05.05.2008) - Madde değişti, sıra uygulamada

  (04.05.2008) - Hedefler değişirken

  (29.04.2008) - Önce ‘aile’, sonra yine aile

  (28.04.2008) - Sıradanlaşan zulüm

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT