H.İbrahim CAN |
|
İsrail'in suçlu olmadığına yalnızca ABD inanıyor! |
Bu defa Amerika ve İsrail’in çabaları, insanlığın sesini kısmaya yetmedi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi İsrail’in Gazze Konvoyu’na yaptığı saldırıdan dolayı bu ülkeyi haksız ve orantısız bir güçle konvoya müdahale etmesi ve dokuz sivilin ölümüne sebep olmasından dolayı, “taammüden adam öldürme, işkence, insanlık dışı muamele, bilinçli şekilde büyük acı ve ciddî yaralanmaya sebep olmak suçlarından dâvâ açılması için deliller bulunduğu sonucuna varan raporu kabul etti. 30 Kabul oyuna karşı 15 üyenin çekimser kaldığı oylamada tek hayır oyu ne yazık ki bir vatandaşını da bu insanlık suçu oluşturan saldırıda kaybeden ABD’den geldi. İsrail’in “önyargılı, abartılı ve siyasî” olduğu gerekçesiyle reddettiği rapor, uluslar arası kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılanmış, ilk defa İsrail’in haksızlığı bu kadar net bir şekilde ortaya konulmuştu. Aslında bu rapor bir bakıma Türkiye’nin başarısı. Zira bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması için uzun ve çetin bir mücadele verildi. Sonuçta da insanlara yardım uğruna hayatını kaybedenlerin ruhu, katilleri cezalandırılmasa dahi insanlığın vicdanında mahkûm olduğu için huzura erecek. Bu raporun görüşülmesi esnasında en ilginç değerlendirmeleri yapan ise Desmond de Silva oldu. “Gemide bin Ladin’in kendisi bile bulunsaydı, bu durum blokaj hukuka uygun hale getirmeyecekti” dedi de Silva. Bu tutumuyla da adaletin en temel prensibini dile getirmiş oldu: “Bir gemide dokuz cani bir masum bulunsa, yine o gemi hiçbir kanunu adaletle batırılmaz.” Kaldı ki bu gemidekilerin hepsi masumdu. Ancak İsrail için güç gösterisi önemliydi. Dünya kamuoyunun tepkisi ve adaletin hiçbir önemi yoktu. Nitekim tamamı Yahudilerden oluşan küçük konvoya da müdahale etti. Eğer direnselerdi, aynı şiddete maruz kalmaları kaçınılmazdı. Peki, bundan sonra ne olacak? Birleşmiş Milletler İsrail hakkında herhangi bir işlem yapacak mı? Maalesef hayır. Uluslarası Ceza Mahkemesine bile götürülmeyecek konu. Zira İsrail’in bu mahkemenin yetkisinin dayanağı olan antlaşmayı imzalamadığı gerekçe gösterilecek. Halbuki, Güvenlik Konseyi kararı ile üye olmayan bir ülke hakkında bu mahkemeye suç duyurusunda bulunulması imkânı var. Ancak böyle bir suç duyurusu kararını ABD hemen veto edecektir. Ancak insanlığın vicdanında mahkûm olacak İsrail. Bu konvoyda, Gazze’de, Batı Şeria’da hayatını zalim İsrail’in kurşunlarıyla ve bombalarıyla kaybeden yüzlerce insanın ahı boğacak İsrail’i. Öbür yandan hükümetin, olayda İsrail’in suçluluğunu belgeleyen bu onaylanmış raporu dayanak yaparak, işin peşini bırakmaması gerek. Bütün uluslar arası zeminlerde İsrail’in en azından Gazze ablukasını kaldırmasını sağlamak için somut adımlar atılması sağlanmalı. Obama, böyle bir insanlık suçunu ortaya koyan rapora bile ‘hayır’ dedirttikten sonra “gelecekteki barışa hizmetlerinden dolayı” aldığı Nobel Barış Ödülünü iade etmelidir. Zira gelecek geldi ve Obama ne Filistin’de, ne Irak’ta, ne Pakistan’da, ne de Afganistan’da barışa hizmet etmiyor. Aksine masumların kanlarını dökmeye, dökülen kanlara seyirci kalmaya devam ediyor. 01.10.2010 E-Posta: [email protected] |