Raşit YÜCEL |
|
Arabesk haller |
Onu önce müzikte yaşadık. Gençleri bedbinliğe ve ümitsizliğe sevk eden, meyhanelerin meze müziği, dinlediği zaman vücuduna jilet atan gençlerin şarkıları idi. Bu sadece şarkı ve türkülerde yaşanmıyor. Bu haller “Kendi yürüyüşünü unuttu, başkalarının yürüyüşüne de ayak uyduramadı” sözlerini hatırlatıyor. Türkiye büyük bir değişim yaşadı. Bu değişim, hayatın her alanına yayıldı. Cehalet, yoksulluk ve ayrılıkların getirdiği her şey hayata yansıdı. Giyimler değişti, usûller değişti, eğitim değişti, harflerimiz değişti. Birbirimizi anlayamaz hâle gelmiştik. Böyle bir ortamda her şeyimiz arabesk müziğe benzedi. Bu, sosyal hayatı altüst etti. Arkadaşlıklar azaldı, akrabalık bağları çözüldü, aile hayatının cehenneme döndüğü zamanlar oldu. Oysa bir hayatımız vardı... Hepimiz bir ailenin fertleri gibi idik. Türkiye’yi yok etmek isteyenler önce bu hasletlerimizi yok etmek için çalıştılar. Ama başaramadılar. Sonunda arabesk hayatlar normale dönmeye başladı. Ezbere ve görenekle yaşanan hayatlar, sonunda kendi tabiî seyrine giriyor. Daha yol almamız gereken çok mesafe var. Bu hallerin devam ettiği hayat halleri tamamen yok edilmiş değildir. Bunun kaynağı sağlıksız bir eğitimdir. Bir çok şehirde, birçok asalak halli gençlerin hayatı, hem kendilerine, hem de çevresindekilere zarar vermektedir. Hayatımız profesyonelleşmelidir. Medeniyetin getirdiği nimetlerden sonuna kadar istifade edelim. Ama şu arabesk hallerden uzak duralım. Bir hedefimiz olmalı. Cenâb-ı Hakk’ın çizdiği ana hakikatler hayatımıza yön vermelidir. Ümitsizlik ve bitkinlik günahtır. Cenâb-ı Hak insanı en mükemmel şekilde yaratmıştır. İnsanın hayatı da aynı oranda mükemmel olmalıdır. Bu mükemmelliği yakalayanların hayatlarına bir bakınız: Dünyada cennetin bir numunesini yaşamaktadırlar. Başıboşluk, insanı serseriliğe götürüyor. Gençler azgınlaşıyor... Gençler akla hayale gelmeyen şeylere tevessül ediyorlar. Uyuşturucu ve benzeri şeyler, hayasız hareketler mahkemeleri, hastaneleri, hapishaneleri ve kabristanları dolduruyor. PKK’yı besleyen temel kaynak da budur. 30.09.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (27.09.2010) - Bediüzzaman Çorum’da idi (22.09.2010) - Kılıçdaroğlu’nun iyi sözleri (02.09.2010) - Uzak diyarlar ve Nurs Köyü (12.08.2010) - İstanbul’da Ramazan |