İki kişiye imrenin diyor Hz. Peygamber (asm). Birincisi; ilmiyle amel eden ve onu öğreten âlime. İkincisi de hayırda harcayan, fakirleri doyuran cömert zengine.
İlmiyle amel eden ve onu öğreten insana imrenirseniz, siz de onun gibi olmaya çalışırsınız. Diğeri de öyle.
Yani İslâm’da imrenme, gıpta vardır da, kıskançlığa yer yoktur.
Kıskançlık diğer bütün iyi amellerimizi yiyip tüketir.
Ateşin odunu yiyip tükettiği gibi kıskançlık da sevaplarımızı yer tüketir.
Bununla birlikte kıskançlığın tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. Âdem’in (as) çocukları Habil ile Kabil’e kadar dayanır.
Kıskançlık şeytandandır. Şeytan fısıldar insana ve insan kötülüğe meyleder. Çünkü insan iyiliğe de kötülüğe de meyyal yaratılmıştır.
Felak Sûresinde “Kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden Allah’a sığınırım” şeklinde duâ ederiz.
Hakikaten de kıskanç kişilerin şerlerinden Allah’a sığınmamız istenmektedir.
Kur’ân’da bir sûreye konu olacak kadar önemli olan kıskançlığa, dinî ve insânî açıdan bakınca hiç de hoş olmadığı hem kıskananı, hem de kıskanılanı yıpratıcı bir duygu olduğu ortadadır.
Gazetelerin ikinci sayfaları kıskançlığın boyutlarını görmemize yardım edecektir.
...
Biraz da Allah’ın Gayûr isminden bahsetmek gerekecek.
Birini veya bir şeyi Allah’tan fazla seversen, Allah’ın Gayûr ismine (gayretullaha) dokunur ve seni onunla imtihan eder.
Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seversek, daha sağlıklı sevgi beslemiş oluruz. Vedud da Allah’ın isimlerinden, ancak Şefîk’in tecellîsi olan şefkat duymak, ayakları yerden kesmeden sevmek en güzeli galiba.
Allah’tan fazla sevilmeye lâyık olacak birini veya bir şeyi tanıyor musunuz?
Ben tanımıyorum.
27.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|