Nuray Hanım: “İktisat nedir? İktisat etmek neden güzeldir?”
İktisadın ne olduğunu, ferdî ve sosyal ha-yatımıza kazandırdıklarını ve bize maddî-mânevî nasıl yükseliş sağladığını önceki iki günlük yazımızda kısmen ele alarak, Bediüzzaman Hazretlerinin İktisat Risâlesini özetlemeye çalışmıştık. Kaldığımız yerden devam edelim:
Altıncı Nükte: İktisat ve cimrilik arasında çok fark vardır. Tevâzû nasıl kötü haslet olan zillet ve alçaklıktan mânen ayrı, fakat sûreten benzeyen bir güzel ahlâk ise; vakar nasıl kötü haslet olan tekebbür ve büyüklenmekten mânen ayrı, fakat sûreten benzeyen bir güzel ahlâk ise; Peygamber Efendimizin (asm) yüksek ahlâkından olan ve kâinâttaki hikmet ve nizamın önemli prensiplerinden olan iktisadın da, sefillikle, alçaklıkla, bahillikle, pintilikle, tamahkârlıkla ve cimrilikle hiç alâkası yoktur. Yalnız sûreten benziyorlar.
Bedîüzzaman bu nükteyi İmam-ı Azamın şu vecîz tesbitiyle bitiriyor: “Hayırda israf olmadığı gibi, israfta da hayır yoktur.” Öyleyse hayrı takip eden ve hayra harcayan iktisatsızlık yapmış sayılmaz.
Yedinci Nükte: İktisatsızlık israfı doğurur. İsraf hırsı netice verir. Hırs da üç vahim neticeye götürür:
1- Kanaatsizlik. Kanaatsizlik çalışma şevkini kırar, şükür yerine şikâyet yaptırır. Tembelliğe atar. Meşrû, helâl ve az malı terk ettirir, gayr-i meşrû, külfetsiz ve haram mala tamah verir. İzzetini ve haysiyetini fedâ ettirir.
2- Hüsran. Hırs, hüsran getirir; başarısızlık ve kaybetme sebebidir. Hırslı ve kurnaz hayvanların, meselâ tilkilerin ve canavarların hep aç kalmaları; zayıf, nahif, güçsüz ve beceriksiz yavruların, meyve kurtlarının, balıkların ve ağaçların ise hiç zahmet çekmeden rızıklarını çok iyi bulmaları, hırsın rızık işinde işe yaramadığının ve hüsran ve kayıp verdiğinin delilidir.
3- Hırs, ihlâsı kırar. İhlâs kırılınca, âhiret ameli de zedelenmiş olur. Dünyada bereketi kaldırdığı gibi, âhirete de hayır nâmına bir şey bırakmaz.
Netice olarak israf kanaatsizliği doğurur. Kanaatsizlik ise çalışma şevkini kırar ve tembellik verir. Şikâyet kapısını açar. İhlâsı kırar, riyâ kapısını açar. İzzeti kırar, dilencilik kapısını açar.
İktisat ise, kanaati netice verir. “Kanaat eden izzetli olur. Aç gözlü insan aşağılanır”1 hadis-i şerifinin sırrıyla, kanaat izzet demektir. Çalışmaya teşvik eder. Çalışma ve yaşama şevkini arttırır.
Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, bir kış günü mübârek bir şehre geldiğini, o yerin müftüsünden, “Ahalimiz fakirdir” sözünü işittiğini ve ahaliye acıdığını; sekiz sene sonra aynı şehre bir yaz günü geldiğini ve bağlarının dolu olduğunu gördükten sonra şöyle dediğini burada beyan eder: “Fesübhânallah! Bu bağların mahsulatı, şehrin hâcetinin pek fevkindedir. Bu şehir ahalisi pek çok zengin olmak lâzım gelir.”
Demek iktisat ve israfsızlık yüzünden o yerde bereket kalkmıştı ki, o kadar servet kaynağına rağmen o yer halkı fakirlik çekiyordu.
Netice olarak anlaşılıyor ki, zekât vermek ve iktisat etmek malda bereket sebebi olduğu gibi; zekâttan kaçınmak ve israf etmek de, bereketin kalkmasına yol açan bir hasârettir, dünyevî-uhrevî bir tehlîkedir.2
Dipnotlar:
1- Et-Terğib ve’t-Terhîb, 1/586
2- Lem’alar, s. 143-151
27.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|