"Gerçekten" haber verir 26 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Süleyman KÖSMENE

Bereket kaynağı: İktisat- 2



Nuray Hanım: “İktisat nedir? İktisat etmek neden güzeldir?”

İktisadın ne olduğunu, ferdî ve sosyal hayatımıza kazandırdıklarını ve bize maddî-mânevî nasıl yükseliş sağladığını dünkü yazımızda kısmen ele alarak, Bedîüzzaman Hazretlerinin İktisat Risâlesini özetlemeye çalışmıştık. Kaldığımız yerden devam edelim:

Dördüncü Nükte: “İktisat eden maîşetçe âile belâsını çekmez” hadisinin sırrıyla iktisad eden geçim derdi ve sıkıntısı çekmez. İktisad kesinlikle bereket sebebi ve geçimde mutluluk ve bolluk vesîlesidir.

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri burada, Burdur’a nefyedildiği günlerde bazı zengin reislerin, parasızlıktan sefâlete düşmemek için kendisine zekât vermeyi çok istediklerini, ama kendisinin bunu kabul etmediğini; onlara, “Gerçi param pek azdır; fakat iktisadım var, kanaate alışmışım. Ben sizden daha zenginim” dediğini ve reislerin ısrarlı tekliflerini reddettiğini örnek olarak zikreder. İki sene sonra ise kendisine zekât teklif eden reislerin iktisatsızlık yüzünden borçlandıklarını, onlardan yedi sene sonra o az paranın iktisat bereketiyle kendisine kâfi geldiğini bildirir.

Evet, iktisat etmeyen zillete, başkasına yüz suyu dökmeye ve sefâlete düşmeye her an hazırdır.

Oysa iktisat edip zarûrî ihtiyacı kadarıyla yetinse, “Şüphesiz ki, rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah’tır” âyetinin sırrıyla ve “Yer yüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkını vermek Allah’a ait olmasın” âyetinin açık işâretiyle herkes, ummadığı tarzda, yaşayacak kadar rızkını bulacaktır. Çünkü bu âyetler rızkı taahhüt ediyor.

Rızık ikidir:

1- Hakîkî rızık: Yaşamaya yetecek derecede verilen rızıktır. Bu rızık Allah’ın taahhüdü altındadır. İnsanlığın bulaşık eli bulaşmazsa bu zarûrî rızık mutlaka gelecek ve hiçbir kimseyi aç bırakmayacaktır. Böylece esasen bu hakikî rızkı bulmak için hiç kimse ne dinini, ne nâmusunu, ne de izzetini satmaya mecbur olmaz.

2- Mecâzî rızık: Görenek belâsıyla zarûrî ihtiyaç listesine giren ve tiryakilik derecesinde bağlılık yapan gayr-i zarûrî ihtiyaçlardır. Bu rızık Allah’ın taahhüdü altında değildir.

İşte zarûrî olmayan bu rızkı kazanmak bu zamanda çok pahalı düşüyor. Başta izzetini fedâ ediyor, zilleti kabul ediyor, bazen alçak insanların ayaklarını öpüyor, bazen dilenci oluyor, en tehlikelisi ise, ebedî hayatın nûru olan dînini ve mukaddesâtını fedâ etmek sûretiyle bereketsiz ve uğursuz bir maddî kazanç sağlıyor.

Böyle haramların ve günahların mubah sayıldığı dehşetli bir zamanda, şüpheli mallarda zarûret derecesiyle yetinmek lâzımdır. Çünkü haram maldan zarûret derecesinden fazlasını zaten alamaz. Zorda ve darda kalan adam, murdar etten tok oluncaya kadar yiyemez. Ancak ölmeyecek kadar yiyebilir.

Öyleyse, hakîkî rızık zaten taahhüt altındadır. Mecâzî rızık için ise İktisad prensiplerini bozmaya gerek yoktur. Dînini ve mukaddesâtını ön plânda tutmak bizi hem israf yapmaktan koruyor, hem de iktisadı yaşamamıza imkân veriyor.

Beşinci Nükte: Cenâb-ı Hak cömerttir. En fakir adama en zengin adam gibi, köleye ve fakire padişah gibi nimetinin lezzetini hissettiriyor. Bir fakirin, açlık ve iktisat vasıtasıyla bir parça kuru ekmekten aldığı lezzet, bir padişahın veya bir zenginin israftan gelen usanç ve iştahsızlıkla yediği en âlâ baklavadan aldığı lezzetten daha ziyâde lezzetlidir.

İktisad eden kimselere cimri denemez. İktisat, izzet, onur ve cömertliktir. Cimrilik ise zillettir, israfçıların ve savurganların görünüşteki merdâne hallerinin iç yüzüdür.

Yarın İnşallah devam edelim.

26.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.01.2009) - Bereket kaynağı: İktisat

  (24.01.2009) - Celâlî ve Cemâlî isimler üzerine

  (23.01.2009) - İhmal ettiğimiz bir sosyal ibadet: Emr-i bi’l-ma’ruf

  (22.01.2009) - Niyet üzerine

  (21.01.2009) - Levh-i Mahfûz hakkında

  (20.01.2009) - Duâyı elden bırakmayalım!

  (18.01.2009) - Gazze için kunut duâsı-2

  (17.01.2009) - Gazze için kunut duâsı-1

  (15.01.2009) - Uhrevî amellerde ortaklık-2

  (14.01.2009) - Uhrevî amellerde ortaklık-1

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır