Yıllar önce ekilen ‘zehir tohumları’ maalesef günümüzde meyve vermiş durumda. İman ve küfür mücadelesinin kıyamete kadar devam edeceği değişmez bir kaide olduğuna göre ‘iyi’ ile ‘kötü’nün tohumlarını ekenlerin bu mücadelesi de kıyamete kadar devam edecek.
Bazıları, cemiyetin içine sürüklendiği şartlara bakıp şaşıyorlar. Elbette sürüklendiğimiz ‘çıkmaz sokak’ şaşılacak bir şeydir, ama nihayetinde bu sokakta olmamız bir neticedir. Asıl şaşılması gereken; yıllar önce ekilen ‘şer’ tohumlarının günün birinde bu şekilde feci meyveler vereceğini tahmin edememek olsa gerek.
Tabiî ki, neredeyse bir asra yaklaşan ‘zehir tohumları ekme devri’nde bu ikazları yapanlar da olmuştur. Fakat o günkü ‘idareciler’i ikaz edenler ‘teşekkür’ yerine cezaevlerine gönderilmişlerdir. Bu da kaderin bir cilvesi olsa gerek.
Günümüzde o kadar çirkin işlere imza atılıyor ki, duyanların şaşmaması mümkün değil. Yıllar önce Avrupa ya da Amerika’da yaşandığını duyduğumuz çirkinlikler, akıl almaz cinayetler ve dudak uçuklatan hadiseler maalesef artık ülke-mizde de yaşanıyor. Tekrarlamak gerekir ki bu çirkinlikler ‘netice’dir ve sadece neticeye kızmakla, küsmekle bir yere varamayız. Hadiselere doğru teşhis koymak ve var olan doğru çarelere sarılmak durumundayız.
Yaşanan çirkinlikleri saymak hem edebe hem de ahlâka aykırı. Böyle olmakla birlikte bu çirkinliklerin yaşandığı da bir vakıa. Bir hanım yazar, yaşanan çirkin tecavüzler karşısında o derece kızmış ki, ‘sebep olanları asacaksın, keseceksin’ noktasına gelip şöyle demiş: “Artık cinayet de-meye dilimin varmayacağı, vahşetin de ötesinde bir olay yaşanıyor. 6 yaşında bir kız çocuğu (kaçıncı bu?) boğularak öldürülüyor, (...) Nedir bu rezillik, kepazelik, insanlık dışı iğrençlik. Kusmak istedim okuyunca. İşte o yüzden taciz ve tecavüz söz konusu olunca ses çıkarmamız gerekiyor. Haykırmamız gerekiyor. (...) Artık yeter! Tüm bunların bir yaptırımının olması lâzım. Hadım mı edilecekler, ömür boyu hapse mi girecekler, asla ve asla elleri fermuarlarına gitmeyecek bu adamların!” (Ayşe Arman, Hürriyet, 23 Ocak 2009)
Arman bu tepkisinde haklı, ancak bu çirkin hadiselerin bir ‘netice’ olduğu konusunda şüphesi var mı? Böyle çirkin hadiseleri önlemek isteyen samimî kişiler, bu çirkinliğe giden bütün yolların kapanmasına da katkı sağlamak durumundadır. Neticeye kızıp sebeplerini savunmak mümkün olabilir mi?
Akıl ve ahlâk dışı bu çirkinliklerin sona ermesini isteyen ve bu konuda samimî olan herkes ‘zinaya giden bütün yollar’ın tıkanması için de gayret sarfetmelidir. Aksi halde, ‘Artık yeter!’ demekle bir yere varamayız.
Türkiye’yi idare edenlere seslenelim: Gelin ‘zehir’ ekmekten vazgeçin. Yıllar önce ekilen zehirleri neticesiz bırakacak olan ‘panzehir’leri devreye sokun. Aksi halde her gün ifade edemeyeceğimiz yeni bir çirkinlikle karşılaşırız ki, “Artık yeter” demek de bir işe yaramaz.
Kimlikleri ve kişilikleri kim olursa olsun, ‘zehir’ ekenlere itiraz edelim ve yıllar önce bu çirkin meyvelerin tohumlarını ekenleri de iyi teşhis edelim!
26.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|