Şu geçici imtihan dünyasında Cenâb-ı Hak kullarını imtihanlardan imtihanlara uğratır. Tâ ki kömür ruhlu olanlarla elmas ruhlu olanlar birbirlerinden seçilsinler diye.
İşte hayat bu tercihlerden ibarettir. İnsan ya kötülükleri tercih ederek kömür ruhlu, ya da iyilikleri seçerek elmas ruhlu olduğunu göstermiş olacaktır.
Kömür ruhlular Cehennemi boylarlarken elmas ruhlular ise Cennetle ödüllendirileceklerdir.
Kimdir bu kömür ruhlular? Nedir özelllikleri? Bir âyette buyurulur ki: “And olsun ki cinlerden ve insanlardan pek çoğunu Biz Cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, onunla anlamazlar. Gözleri vardır, onunla görmezler. Kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvan gibi, hatta hayvandan da aşağıdırlar. Onlar gafillerin ta kendisidir.”1
Demek Cehennemliklerin en önemli özelliği kalbleri olduğu halde gerçeklere yüz çevirmeleri, gözleri olduğu halde onları görmemeleri, kulakları olduğu halde onlara kulak tıkamalarıdır.
Gerçeklerin başında Allah’ın varlığı ve birliği, İlâhî kitaplar, peygamberler, öldükten sonra diriliş ve sorgulama, Cennet ve Cehennem gelir.
Cehennemlikler şu dünya misafirhanesinde misafirhane sahibi Yüce Yaratıcılarının misafiri oldukları, O'nun sayısız nimetleriyle beslenip büyütüldükleri, O'nun memleketinde yine O'nun verdiği akıl, fikir, organ, duygu ve yeteneklerle hayat sürdürdükleri halde O'nu tanımamakta, bütün bunları cansız, şuursuz tabiata, sebeplere, yaratıklara bağlamaktadırlar. O'nun harika birer san'at eseri olan sayısız yaratığı tesadüfe havale ederken hem san'atkârları Allah’a, hem de o taklidi imkânsız san'at eserlerine hakaret etmektedirler.
Herbiri sayısız anlam ve faydalar taşıyan bu eserleri sahipsiz görmek veya şuursuz yaratıklara vermek gündüz ortasında güneşi inkâr etmek gibi inatçılıktır, gerçeklere göz yummaktır.
Böyle inatçılar için şu İlâhî hitaplar ne kadar yerinde değil mi? “Atın Cehenneme herbir inatçı kâfiri! Var gücüyle hayra engel olanı, zulme sapanı, haktan şüphe içinde olanı.
“O kimse ki, Allah ile beraber başka ilâhlar edinmiştir. Atın onu şiddetli azabın içine!
“Onun arkadaşı şeytan, ‘Ey Rabbimiz,’ der. ‘Onu ben azdırmadım. Zaten o haktan pek uzak bir sapıklık içindeydi.’”
“Allah buyurur: Huzurumda çekişmeyin. Ben sizi daha önce ikaz etmiştim. Benim katımda bu vaad değiştirilmez. Ben kullarıma haksızlık edici de değilim.” 2
İşte bir tercih ve sonucu!
1. A’raf Sûresi: 179.
2. Kaf Sûresi: 24-29.
26.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|