Başlıktaki ifadenin Allah Resûlü’ne (asm) ait olduğunu biliyoruz.1 Bu hadis-i şerife göre mü’minlerin hepsi hayırlı, ama kuvvetlisi daha hayırlıdır. Hadis-i şerif açıkça bizi her şeyin iyisine olduğu gibi kuvvetli mü’min olmaya da teşvik etmektedir. O halde mü’min her bakımdan kuvvetli olacaktır. Kuvvetli olma yönlerinden biri de maddeten ve ilmen kuvvetli olmaktır.
Maddeten güçlü olacaktır mü’min. Bunun için metotlarına, şartlarına ve ölçülerine uygun şekilde çalışacak, çabalayacak, kalkınacak, bu sûretle ağırlığını ortaya koyacaktır.
Başka bir hadis-i şeriflerinde de Kâinatın Efendisi (asm) bizleri buna sevk ediyor. Âhirzamanda insanların paraya pula ihtiyaç duyacaklarına, onunla din ve dünyalarını ayakta tutabileceklerine2 dikkat çekiyor.
Zaman bu gündür. Onun için Bediüzzaman Hazretleri bu ve buna benzer emir ve tavsiyelere dayanarak bu zamanda i’lâ-yı Kelimetullahın bir büyük sebebinin, maddeten terakkî etmek olduğunu3 ifade etmektedir.
Maddeten ilerlemek, güçlenmek ilim ve teknolojik yönden de güçlü olmak demektir. Onun için alan el değil, veren el olma gayreti içinde olunacaktır.
Bunun temelinde ise ilim vardır. İlim o kadar önemlidir ki o olmadan maddeten de, mânen de kalkınmak mümkün değlidir.
Ahirzamanda da ilim ağırlığını hissettirecektir. Kur’ân-ı Kerim ahirzamanda insanlığın ilim ve fenlere ağırlık vereceğine, bütün kuvvetini ilimden alacağına, hüküm ve kuvvetin ilmin eline geçeceğine de işaret eder.4
Şu hadis-i şerif de bu nokta da oldukça anlamlıdır: “İlim öğrenin. Çünkü ilim düşmana karşı silâhtır. Allah ilimle bir kısım milletleri yükseltir, iyilikte önder ve komutan yapar. Onların izlerinden gidilir ve yaptıklarına uyulur.” 5
Hutbe-i Şâmiye’deki “Akıl ve ilim ve fen hükmettiği istikbalde elbette bürhan-ı aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’ân hükmedecek” 6 tesbitinin pratiğe yansıması Müslümanların ilme gereken ağırlığı vermeleri gerektiğini göstermiyor mu?
Öyleyse Müslüman ilimde de güçlü olmak zorundadır.
Dipnotlar:
1- Müslim, Kader: 34; İbni Mace, Mukaddime: 10; Zühd: 14., 2- Divan-ı Harb-i Örfî, s. 28-29.
3- Feyzü’l-Kadir, 1:425., 4- Sözler, s. 239.
5- Camiü’l-Beyani’l-İlm ve Fazlihî, s. 66.
6- Hutbe-i Şamiye, s. 33.
21.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|