"Gerçekten" haber verir 24 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

S. Bahattin YAŞAR

Umumîleşen ibadet ihmalleri, umumî tehlike sinyalleridir



SABAH NAMAZINDA CAMİLERİMİZ!

Namaz yazıları dikkat çekmiş olmalı ki, çoğu oturumlarımızda gündeme geldi. Sabah namazında cami manzaralarımız pek çok ehl-i salatın dikkatini çekmiş. Bu vesileyle semt camilerine sabah namazında ilk kez gidenler dahi olmuş. Ama semtlerindeki camilerde hareketli sabah namazı kılanların anlattıkları ise, çok daha dikkat çekici idi. Çok canlı, dinamik ve katılımlı sabah namazı hatıraları yanı sıra, çok düşündürücü cami ve mescit manzaraları da var.

Sabah namazı vurgusu içeren yazılardan sonra, adeta o yazılar bir taahhüt yerine geçerek, sabah namazlarına camiye gidişlerimizi arttırdık. Dolayısıyla yazılar önce yazanda etkisini gösteriyor. Yazıyorsan, yaşayacaksın tabiî. Yoksa başkaları yaşasın diye yazmak, yazılardaki ruhtan istifadesiz kalmayı sonuç veriyor.

İnsan, İbadetle güzel

İman ve ibadet insana yakışıyor. İnsan, iman ve ibadetle güzelleşiyor. Biraz uzakta olan camilerimizi ziyaretimizde ise, kendileriyle sohbet ettiğimiz imamlar ve müezzinler; adeta bir ‘ah!’ çeker gibiydiler. Müslüman mahallesinde, ‘sürünerek bile olsa gidilmesi tavsiye edilen bir namaz saatinde’ durumlar pek de iç açıcı değildi.

CAMİLER, MÜSLÜMANLARDAN HESAP SORACAK!

İbadet ihmalleri yıkımları beraberinde getiriyor.

Allah’a itaati bozuk olan bir insanın annesine, babasına, eşine ve çocuklarına, akrabalarına, komşularına ve sair mahlûkata sevgi ve saygı göstermesini beklemek güçtür.

İbadet ihmalleri, bırakın birey ve toplum hayatındaki yıkıcı sonuçlarını, dünya savaşlarının bile sebepleri içerisinde geçmektedir.

“ Cenâb-ı Hak, bir kısım maldan onda bir veya bir kısım maldan kırkta bir, kendi verdiği malından birisini bizden istedi; tâ bize fukaraların duâlarını kazandırsın ve kin ve hasedlerini men’etsin. Biz hırsımız için tama’kârlık edip vermedik. Cenâb-ı Hak müterakim zekâtını, kırkta otuz, onda sekizini aldı.”

“Hem her senede yalnız bir ayda yetmiş hikmetli bir açlık bizden istedi. Biz nefsimize acıdık, muvakkat ve lezzetli bir açlığı çekmedik. Cenâb-ı Hak ceza olarak yetmiş cihetle belâlı bir nev'î orucu beş sene cebren bize tutturdu.”

“Hem yirmidört saatte bir tek saati, hoş ve ulvî, nuranî ve faideli bir nev'î talimat-ı Rabbaniyeyi bizden istedi. Biz tenbellik edip, o namazı ve niyazı yerine getirmedik. O tek saati diğer saatlere katarak zayi’ ettik. Cenâb-ı Hak onun keffareti olarak, beş sene talim ve talimat ve koşturmakla bize bir nev'î namaz kıldırdı.” (Mektubat, s.264)

İbadet ihmalleri, eğer umumileşirse, toplumsal sıkıntılara dâvet anlamı taşımaktadır. Onun için umumileşen ibadet ihmalleri karşısında ‘ne yapalım, durum böyle’ diyerek, gelecek sıkıntılardan kurtulmak imkânı yoktur.

Yapılacak şey, en iç daireden başlamak şartıyla, eş, çocuklar, komşu, mahalle ve şehir dairelerini dikkate alarak, üzerimize bir şeyler düşüyorsa, -ki düşer- o konularda adımlar atmanın zamanıdır. Evimizden, apartmanımızdan, sokağımızdan şehrimizden bir şekilde biz de sorumluyuz. Sorun sadece, sabah namazında birkaç kişiyle namaz kılan hocanın sorunu değildir.

YARATICIYLA ARASI İYİ OLMAYANIN,

O'NUN YARATTIĞIYLA İYİ OLMASI ZOR

İbadet ihmalleri, insanın meyillerini ifrat ve tefrite (aşırılıklara) sevke eder, fikirleri dağıtır ve insanı canavar bir hayvan haline getirir. Böyle bir insanın da yapamayacağı hiçbir zulüm, hiçbir haksızlık yoktur.

Yaratıcısı ile arası iyi olmayan bir insanın, O’nun yarattıklarıyla arasının iyi olmasını beklemek fazla iyimserlik olur. İnsan önce Sanatkârı bilecek, sevecek ki, sonrasında onun san'atına ilgi göstersin ve sevsin. Yani Cenâb-ı Hak ile arası açık olan bir insanın; anne babasıyla, çocuklarıyla, akrabalarıyla, komşularıyla sair mahlûkatla iyi olması oldukça zordur. Cenâb-ı Hak ile arası açık insanların çoğaldığı bir toplum, Cenâb-ı Hakkın himayetinin, iradetinin, rahmetinin, merhametinin, şefkatinin ve sair isimlerinin çekildiği bir toplumdur. Allah muhafaza!

SABAH NAMAZI, KİMLİK GÖSTERMEK GİBİDİR

Sabah namazlarımıza biraz vurgu yapmalıyız. Yıkıma -hiç değilse kendi adımıza- seyirci kalmamalıyız. Sabah namazlarında cami ve mescitlerimizin durumları, sanki iman ölçer bir ölçüt gibi, durumumuz hakkında bilgi veriyor. Sabah namazı saatlerimiz, hayatın ritminin en yüksek olduğu zaman dilimlerimiz olmalıdır.

Müslümanlar olarak, dinimiz ne diyorsa öyle yaşamalıyız, Peygamberimiz (asm) nasıl bir yaşama modeli ortaya koymuşsa, öyle uygulamalıyız ki, hakikî Müslüman olalım, hem de birilerine tenkit malzemesi olmayalım. Müslümanın varlığı ve yaşama biçimi, gayr-i Müslimler için bile tahassüngâh vesilesidir. Müslümanların yaşadığı toplum hayatından bütün insanlar hoşnut olduğu gibi, sair mahlûkat bile hoşnut olmalıdır. Müslümanlar, yeryüzünün güven kaynağı, rahmet ve merhamet vesilesi ve zînetidir. Onun için onlardaki ihmaller, mahlûkatın hukukunu da ilgilendiriyor.

24.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.01.2009) - Terapi saati

  (10.01.2009) - Kaş çatma, gülümse; ağlatma, güldür

  (03.01.2009) - Zaman, fiile vesiledir

  (28.12.2008) - Ulaşılamamış değil, ulaşılmak için uğraşılmamış insan vardır

  (20.12.2008) - Mü’min ve münafıkı ayırt eden namaz

  (13.12.2008) - Namaz, âcizi, ‘aziz’ kılıyor

  (06.12.2008) - Namazlarımız bizden memnun mu?

  (01.12.2008) - Hiçbir edebiyat dinsiz değildir

  (22.11.2008) - ‘Meşrû daire’ye ‘gayr-i meşrû’ müdahale

  (15.11.2008) - İnsanın kıymeti mahiyetindedir

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır