azze’de yaşanan katliâma tepkiler artarak devam ederken, İsrail de dünyayı karşısına almak pahasına yanlıştaki ısrarını sürdürüyor. Öyle ki, İsrailli bir TV sunucusu bile bu yanlışa ‘isyan’ edip, “Bizim sadece bir ölümüze karşılık Gazze’de 350 kişi öldü. Durum böyleyken dünyayı bunun ‘adil bir operasyon’ olduğuna iknâ etmek zor” demiş. (Vatan g. 15 Ocak 2009) Böyle dediği için ‘onuncu köy’e kovulması için imza kampanyası başlatıldığı halde, Channel 2’nin sunucusu Yonit Levy geri adım atmamış.
Gazze’deki çocukların ‘şokta’ olduğu (Yeni Asya, 15 Ocak 2009) ifade ediliyor ki, başka türlü olması da mümkün değil. Bırakın Gazze’yi, katliâmı TV’lerden izleyen dünya çocukları da şokta. İnanın, çocuklarımıza bu kanlı katliâmı izah edemediğimiz ve edemeyeceğimiz için biz de şoktayız.
Genelde Filistin, özelde de Gazze’de yaşananları sözle anlatmak imkân haricinde olduğu için devreye ‘çizgi’ giriyor. Çok sayıda karikatürist, Gazze’de yaşananları belki de uzun yazılardan daha özlüce çizgileriyle özetliyorlar. Gazetemizin karikatüristi İbrahim Özdabak da gerçekten bu konuda çok başarılı karikatürlere imza attı. Hepsi birbirinden ibretlik karikatürlerden biri de 14 Ocak 2009’da yayınlandı. İlgili karikatürde, sinemalarda “Gazze” filminin vizyonda olduğu anlatılıyor ve “Tüm zamanların seyirci rekoru” notuyla sunuluyordu. “Gişe”nin önündeki kuyruk da ibretlik... Neşeli yüzleriyle baylar ve bayanlar “Gazze” filmini izlemek için sıraya girmiş... Bilhassa, ülke yöneticilerinin Gazze katliâmı sonrasındaki tavrı bundan daha güzel ifade edilebilir mi?
Söz filmden açılmışken, dünyanın yanlış filmi izlediğini ifade etmek isteriz. Gazze’de yaşananları anlamak için ‘film’ izlemek isteyen dünya, daha önce bu konuda hazırlanmış gerçek filmleri izleyebilir. Bunlardan biri de “Filistinli Zehra’nın Gözleri” filmi olsa gerek. Filmde İsrail’li bir komutanın, sakat oğlu için Filistinli çocukları kaçırıp organlarını çalması ve ona bağlı olarak gelişen hadiseler anlatılıyor. Tabiî burada önemli olan filmin konusu. Yoksa, teknik anlamda filmin kalitesini tartışmak başka bir konu.
İlginç olan bir yön de, yıllar önce hazırlanan bu film, hazırlandığı İran dışında -bilebildiğim kadarıyla- sadece Belçika’da bir defa vizyona girmiş ve orada da İsrail’in baskıları sonrası vizyondan kaldırılmış. Türkiye’de de bazı TV kanalları bu filmi yayınladı, ama sinemalarda hiç vizyona girmedi.
Gerçi filmin sonunda fetva verilmeyen bir ‘intihar saldırısı’ var, ama İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulmü kısmen de olsa anlamak için böyle filmlerin vizyona girebilmesi lâzım. Tahmin ediyorum ki bu dönemde bu film vizyona girse, pek çok eksiklerine rağmen sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde de gişe rekoru kırabilir.
Hayalî “Gazze” filmini izlemek için ‘gişe’lerde kuyruğa girenler, Gazze’de yaşananları kısmen anlamamıza yardımcı olacak gerçek filmleri izleyebilmiş olsa belki de “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” demekten vazgeçecek.
Bu vesile ile Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2008’in karikatüristi” seçilen Özdabak’ı da tebrik edelim ve ülkeleri idare eden idarecilerin bir an önce gerçekleri görmesini dileyelim...
18.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|