Gazete ve televizyonlar günlük hava tahmini yayınlarcasına; İsrail’in Gazze’de giriştiği katliâmlarla ilgili ‘ölü ya da yaralı’ sayıları yayınlıyor. Filistin’de hemen her gün onlarca kişi ölüyor ya da yaralanıyor. Bütün dünyada insanlık, “Dur, yapma!” dedikçe İsrailli yöneticiler “Hayır, keyfimin kâhyası benim. İstediğimi yaparım” demeyi sürdürüyor. Sürdürüyor fakat, bu vurdumduymazlık ilâ nihaye devam edebilir mi? Etmez ve etmemeli. Sık kullanılan bir sloganda, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” denilirdi. Bundan yola çıkarak, biz de “İnsanlık onuru, İsrail’in zulmünü yenecek!” diyebiliriz.
Dünyanın bir ‘köy’ haline geldiği düşünülürse, Gazze’de ya da dünyanın başka bir bölgesinde yaşanan insanlık dramı bizi de ilgilendirir. Sadece aynı dini ve aynı kıtayı paylaştığımız (komşu olduğumuz) için değil, ‘insanlık’ ortak değerinde buluştuğumuz için ilgilendirir. Aynı şekilde, dünyanın en ücra köşesinde bulunan başka dinlere mensup olan insanları da ilgilendirir. Nasıl ki Kongo’da ya da Nikaragua’da yahut Afganistan’daki katliamlar, sıkıntılar, depremler, felâketler de hepimizi ilgilendirdiği gibi...
İsrailli yöneticiler, dünyadan yükselen tepkilere şimdilik sessiz kalıyor, hatta alay edercesine cevaplar veriyorlar. Fakat insanlığın ortak tepkisi karşısında uzun süre direnmeleri mümkün değildir. Şu an için Amerika’yı arkalarına almış görünüyorlar. Ancak son BM toplantılarından birinde ABD de İsrail aleyhindeki bir karar tasarısına karşı ancak ‘çekimser’ kalabildi, yani kararı reddedemedi, veto edemedi. Bir iki adım sonra İsrail’in yaptığı vahşete Amerika da sahip çıkamayacak. Bir sonraki adımda İsrail sadece kınanmakla kalmayacak, yanlıştaki inadı sürerse belki de ‘küresel boykot’a maruz kalacak.
Gerçekten de İsrail’i dize getirecek uygulamalardan biri de ekonomik boykot olabilir. Benzer konularda başlatılan ve başarıya ulaşan kampanyalar vardır. Tabiî ki şahısların boykotu yanında, devletlerin boykotu da sözkonusudur. Fertler alışverişte bu hassasiyeti gösterirken, devletler de yüklü miktarlardaki alışverişlerinde ve anlaşmalarında bu konulara dikkat etmelidir. Meselâ, Türkiye’de vatandaş marketten alış veriş yaparken “Aman, İsrailli firmalara destek olmayalım” diye kılı kırk yararken, idarecilerimiz bir kalemde yüz milyon dolarlarla ya da milyar dolarlarla ifade edilen anlaşma metinlerine imza atarsa ‘ambargo’ delinmiş olmaz mı?
Bilhassa Gazze katliâmı sonrasında İsrail’e karşı büyük bir tepki oluştu. Sadece İslâm ülkelerinde yaşayanlar değil, bütün insanlık âlemi tepkili. Bu tepkinin artarak devam etmesi muhtemel. İnsanlık âleminden yükselen bu tepkilere rağmen, “Ben istediğimi yaparım” diyebilmek mümkün değildir. Mümkün olsaydı, en başta Amerika keyfî uygulamalarını devam ettirebilirdi. Nasıl ki ABD, Irak’ta yaptığı yanlışlardan kurtulmak isteyen bir duruma geldi, İsrail de dünya insanlığını karşısına alıp yanlışlarını devam ettiremez. Er ya da geç bu katliâmlara son verip, insanlığın tepkisine kulak vermek durumunda.
İnsanlığın ortak tepkisi, İsrail’in zulmünü, haksızlığını, inadını yenecek inşaallah.
15.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|