"Gerçekten" haber verir 10 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Faruk ÇAKIR

Darbeyi müstahdemler mi yapar?



Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan kişilerin, “Devletin en üst kurumlarında görev yapmış olması” kimilerince garip karşılanıyor. Onlara göre bu derece ‘önemli’ kişiler hiç ‘kötü’lük yapabilir miymiş? Hele hele böyle kişilerin “hükümeti devirmek için ‘çete’ kurması ya da ihtilâl yapmak” gibi bir amacı olamazmış!

Bir kısım medya böyle düşündüğü için, ‘çok önemli kişiler’in gözaltına alınmasına ya da tutuklanmasına tepki gösteriyorlar. Böyle düşünenler ilk bakışta haklı gibi görünebilirler. Öyle ya, zamanında devleti yönetmiş, devletin aldığı ‘en gizli’ kararlara imza atmış, uzun süre emirleri ‘demir’ kesmiş kişiler nasıl olup da en ağır ithamlarla gözaltına alınabilir?

Bu anlama gelecek yorumlar ve değerlendirmeler o kadar temelsiz, o kadar yanlış, o kadar gerçeklere aykırıdır ki bunlara ‘yanlış yorum’ demeye bile gerek yoktur. Çünkü hem dünya tarihi, hem de Türkiye tarihi şahittir ki, ‘ihtilâl’leri yapanların çoğunluğu atanmış (silâhlı-silâhsız bürokratlar), ‘en üst seviyede devlet yöneticileri’ olmuştur! Çok eskiye gitmeye gerek yok: 28 Şubat sürecinde yaşanan ‘post-modern darbe’yi kimler yaptı? [‘Post-modern darbe’yi kısaca, “demokratik olmayan bir kurumun demokrasinin işleyişine müdahelesi” olarak anlayabiliriz.] Bir adım daha geriye gidersek, hâlâ sıkıntılarını yaşadığımız 12 Eylül askerî darbesini, ihtilâlini kimler yapmıştı? İhtilâller başarılı olursa ‘iyi’ ez kaza ‘başarısız’ olursa mı kötü olur? 12 Eylül ihtilâliyle hükümeti deviren, dönemin ‘en üst seviyedeki rütbe sahibi komutanı’ Kenan Evren değil miydi? Ona üniversite ve yargıdan kimler destek vermişti? O halde, “Bu kadar tanınmış, devlet yönetiminde görev almış kişiler hiç ‘kötü’lük yapar mı?” söylemi temelden çürüktür. Kim olursa olsun, demokrasiye saygı duymuyorsa o kişi ne kadar ‘üst seviyede devlet yöneticisi vs.’ olursa olsun millete her türlü kötülüğü yapması muhtemeldir. Bu pencereden hadiselere bakılırsa, kişilerin ‘rütbeleri’yle değil, yaptığı ‘iş’leriyle değerlendirmek gerektiği anlaşılır.

Tabiî ki millete hizmet etmesi gereken, bu sebeple belli görevlere gelmiş rütbeli ya da rütbesiz herkesten bu şekilde davranması beklenir. Ama millete hizmet için gelinen makamlarda, ‘millete rağmen’ iş yapanların olduğuna da tarih şahittir. Dolayısı ile milletin ekmeğini yiyerek belli görevlere gelen ve fakat ihtilâlcilik oynayanlar milletin ‘ah’ından kurtulamazlar ve kurtulamamışlardır.

Sorgulanması gereken bir nokta da, en üst seviyede devlet yönetiminde görev alan herhangi birinin niçin böyle işlere bulaştığıdır. Gösterilen tepki bu noktadan olsa normal karşılanabilir. Yani, “Vah ki vah! Bunca yıl devleti yöneten bir kişi nasıl böyle işlere karışır, çok ayıp etmiş!” denilse buna itiraz edilmez. Ayıplanması gereken, en üst seviyede olanların ihtilâl oyunlarına sığınmasıdır. Yoksa, böyle hadiseler yaşanmış ve elde ciddî deliller varsa, “Niçin bu önemli kişiler gözaltına alındı, tutuklandı?” diye sormak anlamını kaybeder.

Sahi, hangi ihtilâli ‘müstahdem’ler yapmıştı? Hangi hükümeti ‘şoför’ler devirmişti? Hangi ‘bubi tuzağı’nı, hangi bombayı ‘çiftçi’ler patlatmıştı? (Müstahdemler, şoför ya da çiftçiler alınmasın. Misal olsun diye bunları zikrettik.)

Bu kirli, ama ciddî işler ‘cahil’lerin yapabileceği işler midir? “Bu kadar cehalet ancak ilimle olur” misali, ihtilâlcilik de ancak bu kirli işleri bilenlerle ve bilenlerce yapılabilir. Temennimiz, hiçbir üst seviyeli ‘emekli ya da muvazzaf’ın böyle işlere bulaşmaması; aksine demokrasiye saygılı olmasıdır.

10.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.01.2009) - Darbeyi müstahdemler mi yapar?

  (09.01.2009) - Obama, Gazze’deki katliâmı gör!

  (08.01.2009) - Temiz kalan kimse yok mu?

  (07.01.2009) - Seçim uğruna katliâm olur mu?

  (06.01.2009) - Filistinli olmak nasıl bir şey?

  (05.01.2009) - Duyarsızlığa ‘dur’ diyelim

  (04.01.2009) - Gördünüz, yıkılmadı işte

  (03.01.2009) - İnsafsız yaklaşım

  (02.01.2009) - İsrail’in değirmenine su taşınmasın!

  (01.01.2009) - Okuyun ve duâ edin

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır