"Gerçekten" haber verir 09 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Zafer AKGÜL

İnsanlıktan yanayız



İsrail’in Gazze’deki vahşi katliâmı, her geçen gün insanlığa yeni dersler ve ibretler vererek sürüyor. Mesele ne medeniyetler çatışması, ne kültürler çatışmasıdır. Mesele tamamen menfaatler, nefisler, hırslar ve hasetler çatışmasıdır. Çünkü semavî olsun veya olmasın yeryüzündeki bütün dinlerin hiçbirisine sığmayacak, ondan da öte insanlarda doğuştan mevcut fıtrî dinin ma’kes bulduğu vicdanların ve sağduyuların hiçbirisinin kabullenemeyeceği bir vahşetle karşı karşıyayız. Bu vahşetin milleti, bloku, kıt'ası, bölgesi yoktur ve bu tür katliâmın mazereti, gerekçesi olmaz. Mesele Filistin-İsrail meselesi değil, insanlık meselesidir.

Görülmüyor mu ki bir tarafta içimizdeki vatanı, milleti, bölgesi, kültürü aynı olan, ama İsrail’in zulmünü normal karşılayan ve bir yerde haklı bularak taraf tutan bizimkiler varken öbür tarafta İsrail’in zulmünü protesto eden, lânetleyen dünyaca meşhur İsrailli müzisyen Gilad Atzmonlar, İsrailli şair-romancı Jonathan Geffenler var. Yani insaflı, vicdanlı Yahudiler. Atzmondan sonra dün bütün sitelerde şair Jonathan Geffen’in demeci yer almıştı. İkinci Dünya Savaşı esnasında Hiroşima’ya atom bombası atılmasının akabinde bu insanlığın yüz karası bombalama hadisesini meşrû göstermek isteyen ABD başkanı Truman’ın “Madem ki bu bombaya sahibiz, bunu kullanmalıydık” açıklamasına atıfta bulunarak sözü kendi ülkesine ve devletine getiriyor ve ironik ifadelerde bulunuyor: “Elimizde tonlarca füze olduğuna göre Gazze’deki mezarlıkları bombalamalıyız! “

Geffen çoluk çocuk demeden Gazzelileri katledenlere ağır suçlamalarla dolu ifadeler yöneltiyor: “Hangi adaletten, hangi onurdan söz ediyorsunuz?”

Dünyanın birçok yerinde ve İsrail topraklarında yaşayan binlerce Yahudi kökenli insanın da sürdürülen ahlâksız savaşı onaylamadığına, yürüyüşler ve nümayişlerle protesto ettiklerine şahit olduk ve olacağız. Almanya’da devlet televizyonu ARD’nin haber sitesinde İsrail zulmünü eleştiren yorumlar yapılması da zulmün—eğer bozulup tefessüh etmemişse—hiçbir vicdanda makes bulamayacağının bir işareti sayılabilir. Söz konusu yorumda geçen şu cümlelere katılmamak elde değil. “Temel sorun İsrail taraftarlığıdır. Eğer öldürülenler İsrailli olsaydı Avrupa’nın baş diplomatları yıllık tatillerini anında keserlerdi.” Anlaşılan o ki bu işin ırk, millet, din boyutu değil, insanlık boyutu öne geçmiştir. İsrail hükümetinin tehditvari söylediği “Herkes tarafını belirlesin, tarafını seçsin.” açıklamasına karşılık olarak bütün dünya insanlıktan yana, adaletten tarafa olduğunu elbette deklare edecektir.

İsrail’in yaptığı harekât savaş değildir. Kesinlikle savaş sayılamaz. Okullara, mabetlere, hastanelere bomba atan, savunmasız insanlara karşı en gelişmiş ve en sinsi silâhları kullanan, tam donanımlı askerlerine mukabil karşısında gıda ve ilâç ambargolarıyla; su, yakıt, enerji ablukasıyla tâkatsiz, halsiz bırakılmış sivil halka saldırmak, bir suçlu için bütün masumları cezalandırmak sayılan bu saldırı, asla savaş kelimesiyle nitelendirilemez. Çünkü ta ilk çağlardan beri yapılan savaşların bir gerekçesi, bir kanunu, kuralı hatta hukuku varken bu saldırının, bu işgalin hiçbir kanunu, hukuku yoktur. Kısaca savaşın ve savaşmanın yasal bir çok boyutu vardır, ama kan akıtmanın, katliâm yapmanın hiçbir yasal dayanağı yoktur. Hiçbir din, hiçbir ideoloji, hiçbir vicdan, bu tür kan akıtmayı, katliâm yapmayı onaylamaz. Velev ki cinnet söz konusu olsun. Bugün İsrail hükümetinin ve İsrail yandaşlarının içinde bulunduğu durum da olsa olsa cinnetle izah edilebilir.

İsrail devleti sanırım bu tür cinnet dolu davranışlarıyla dünyadaki bütün dostlarını kaybedecek ve kendi sonunu kendisi hazırlayacaktır. İkinci Dünya Savaşından sonraki dünya milletlerinin Yahudilere mağdur ve mazlûm sayan bakışı ile bu günkü İsrail politikaları karşısında zalim ve gaddar olarak bakışları arasındaki fark, gelecekte İsrail’i nelerin beklediğini çok iyi ve net bir şekilde göstermektedir.

09.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.01.2009) - Ahlâksız savaş

  (25.12.2008) - DNA’nı severiz, RNA’dan ötürü

  (18.12.2008) - Özür kabahatten büyük olmasın

  (05.12.2008) - Nerdesin akl-ı selim?

  (28.11.2008) - Hatadan dönmek, fazilettir

  (21.11.2008) - Benim çarşaflım iyidir!

  (13.11.2008) - Bomba değil, kitap atalım

  (06.11.2008) - Pencere tozundan Obama'ya

  (29.10.2008) - Cumhuriyet mi? O ne?

  (23.10.2008) - Şapla şekeri karıştırmamak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır