Ey akl-ı selim! Eğer sen gerçekten insanlara elveda edip yokluklara karışmamışsan, geleceğe—güzel bir geleceğe—dair umutlarımızı yitirmeyeceğiz demektir.
Ey akl-ı selim! Sen hâlâ insanların kalbinde ve beyninde hardal tanesi kadar da olsa mevcut ve meskûn isen şu ihtiyar dünyamız bir süre daha yaşamaya devam edecektir inancını taşıyabiliriz.
İçte olsun, dışta olsun en akîl adamlarımız en tuhaf ve en çılgın hareketleri hâlâ yapmaya devam ediyorlar.
BM toplantıları, silâhsızlanma konferansları, barış, Kıbrıs görüşmeleri, açlık, medenileşme gibi kavramları 50 yıldır devam ediyor. Ortada değişen hiçbir şey yok.
İki harb-i umumiyi başımıza patlatarak yer yüzünü insanoğulları için zindana çeviren, vatanları, milletleri, namusları, şerefleri pay mal eden milliyetçilik, ırkçılık belâsı hâlâ 2008’lerde teba ve taraftar buluyorsa söylenecek hiçbir kelime yok..
Hâlâ “Ya sev, ya terk et!”, hâlâ “Halkların kurtuluşu “ gibi meşum söylemlerle kardeş kavgası çıkarılabilecekse ey akl-ı selim senin başka bir adın var mı ?
Üniversitelerde hayatının en diri ve delişmen çağında kitapla, bilimle meşgul olması gereken gençlerimiz, hâlâ kalemi bırakıp sopaya, satıra, palaya sarılıyorsa ey akl-ı selim bu gençlerimizin peşinde olduğu ideolojilerden, fikirlerden ve inançlardan ne beklenir ki? Kendi görüşünden olmayana tahammül edemeyip satırla, palayla, bombayla saldıranlar insanlığa nasıl huzur ve barış getirebilir ki?
“Sağcılar ve solcular birbirine girdiler, sağ görüşlülerle sol görüşlüler çatıştılar” haberlerine bakarak gençliğini 68 kuşağı veya 78 kuşağı adı altında heder edenler yetmiyormuş gibi bir de 2008 kuşağı olarak çıkanlara acı acı gülmüyorsa, piyonları ciddiye alıyorsa, günü birlik kavgaları vatanseverlik sayıyorsa bu sağcılığın ve bu solculuğun cehennemin dibine gitmesi istenmiş çok mu?
Öne çıkanların kavga esnasında sıvıştıklarını, geride kalan saftiriklerin tutuklanarak hapse atıldıklarını, çete elebaşlarının sureten tutuklanıp sonra karakolların arka kapısından salıverildiğini bu esnada atı alanın Üsküdar’ı geçtiğini hâlâ içimizdeki beyin(!) taşıyanlar anlamıyorsa yazık bize, yazık bu vatana, yazık bu insanlığa.. Nerdesin ey akl-ı selim?
Elindeki bombayla yakalanan sanığın, bombayı elime kim koydu diye mahkemede dalga geçtiği bir süreçte ulusalcılık, Ergenekonculuk, vatanseverlik diye ülkemin Doğusundaki ile Batısındaki arasında mahalle kavgaları körüklenebiliyorsa ve bir kardeş kavgasına doğru gidilmesine rağmen hâlâ modası geçmiş mezar-ı müteharrik bedbahtların izmleriyle şifa aranıyorsa ey akl-ı selim demek sen yoksun..
Yine sendika-dernek mitinglerinde yürüyüş yapılırken sağa sola, vitrinlere, duraklara, oralara buralara taşlar atılıyor, emniyet güçleriyle çatışmaya girişiliyor, çevredeki çiçeklere kadar tahribat yapılıyorsa ve buna hak hukuk arama deniyorsa veee bunlar yeni bir şeymiş gibi, eski Yeşilçam filmleri gibi tekrar tekrar seyrediliyorsa ey akl-ı selim pes doğrusu.
NOT: Okuyucularımın mübarek Kurban Bayramlarını tebrik ile bütün insanlığa huzur getirmesini temenni eder Hakka kurbiyyete vesile olması duâlarıyla, duâlarını beklerim.
05.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|