Geçenlerde iki yeğenimin düğünlerine iştirak etmek üzere eşimle birlikte Trabzon’daydık. Beş günümüz dolu dolu geçti elhamdülillah. Buradan güzel hizmet hatıralarıyla döndük. Cenâb-ı Hakk’a sonsuz şükürler olsun ki, gerçekten maddî ve manevî cennet âsâ bir baharı yaşıyoruz. “Nur Hizmetleri” vatanın ve dünyanın her köşesinde her geçen gün gelişerek devam ediyor. Maddî imkânlarımız ise her türlü krize rağmen dedelerimizden ve babalarımızdan çok çok daha iyi.
Trabzon merkezindeki dâvâ arkadaşlarımızın sistemli ve disiplinli bir hizmet faaliyeti organize edip yerleştirmiş olmalarını, ilk geceki sohbette hemen fark etmiştim. İhdas ettikleri “özel ders” çok semeradâr maşaallah. Bütün hizmet merkezlerimize örnek teşkil edecek bir faaliyet. Şöyle ki: Her Perşembe değişik bir evde, dershanelerde müdebbir durumundaki arkadaşlarla “eğitim komisyonu” üyeleri bir araya gelip belli konuda “müzakereli dersler” yapıyorlar. O günkü dersin konusu “Hizmet Rehberi”ydi. Hakikat mesleği ile tarikat arasındaki farkı müzakere edip, kendi meslek ve meşrebimizdeki bu önemli farkı akıl, gönül ve his dünyamızda yerleştirip uygulamanın yollarını aramamız gerektiğini vurguladık. Daha önce tespit edilen “gündemdeki” konular da istişare edilerek değerlendirmeler yapılıyor. Misafir olarak iştirak ettiğim bu güzel faaliyetten çok istifade ettim ve örnek olabilir düşüncesiyle sizlerle paylaşmak istedim.
Cuma günü umumi ders günüydü. Çevre il ve ilçelerdeki ağabey ve dostların da katılımıyla, mahal tarafından önceden planlanmış “Üstad Bediüzzaman’dan Hizmetler ve Hayat için Yol Gösterici Tavsiyeler” konulu bir sohbeti kaynağından yaptığımız tespitlerle birlikte mütalâa ettik. Nur dâvâsına inananlar arasında olması lâzım gelen samimi münasebetleri ve önemli düsturları zikrettik. İnsânî münasebetlerdeki olumsuz ve hoş olmayan durumlar karşısında affetmenin, hoşgörünün, ihlâsın, saydamlığın, adaletli ve hakperest davranmanın, sıdk ve doğruluğun ne kadar önemli olduğu üzerinde durduk. İnsanlık icabı zuhur eden hata ve günahların kaynağı olan “nefs-i emmâre, asab, damar, kör hissiyât… vb” duyguların insanoğlunu soktuğu olumsuz durumlara karşı Üstad Bediüzzaman’ın çözüm üreten şahane yorum ve tespitlerine dikkat çekmeye çalıştık.
Cumartesi günü üniversiteli genç kardeşlerimizle yine hizmet merkezimizde: “Risâle-i Nur ve Bediüzzaman Perspektifinden Hayata ve Olaylara Bakış” konulu bir semineri icrâ ettik. Hayatın akışı içersinde Risâle-i Nurlar’ın ve Üstad Bediüzzaman’ın geçmiş ve gelecek olaylar için koymuş olduğu tarihî harika tespit ve yorumları birlikte seslendirdik. Ülkemizin, İslâm âleminin ve insanlığın mânevî sıkıntılarının “materyalist düşünceden”, dünyevîlikten, hırs ve adaletsizlikten kaynaklandığını, çözümün ise “semâvîlik ve İlâhîlikten”, sıdk, adalet, hukuk ve haktan geçtiğinin izahlarını beraber mütalaa ettik.
Pazar günü akşam geç saatlere kadar yıllarını ve büyük mesâisini bu kudsî hizmete veren değerli ağabey ve kardeşlerimizle, Risâle-i Nur’un “satır aralarındaki” Kur’ânî ve imânî tespitleri okuyup tezekkür ettik. Üstadımızın ehemmiyetli bir mirası olan “lâhikalardaki yol haritamızın”, o şaşmaz ve şaşırmaz pusulamızın derin ummanlarında günlük hayatımız için lüzumlu olan o en güzel ölçüleri tatbik etmedeki kararlılık ve mecburiyetimizi birlikte müzakere etmeye çalıştık. Dünyanın ve ülkemizin içerisinde bulunduğu hassas denge, olay, grup ve şahısların hareket tarzlarına karşı kendi içimizde devam etmesi elzem olan dikkatin, tesanüdün, sadakatin, metanetin, uhuvvetin, ihlâs ve samimiyetin önemini vurguladık. Buna lâyık olabilmek için de dikkatli, muhakemeli, dengeli, meşrû ve makul davranışların daha fazla öne çıktığının altını birlikte çizdik.
Karadeniz sahillerinden büyük bir moral depolayarak, aşk ve şevkle döndüğümü özellikle belirtmek isterim. Bu geziye sebeb olan düğünlerini yaptığımız yeğenlerime ömür boyu mutluluklar dilerim. Bu beş gün zarfında ailece bizi evlerinde, mekânlarında misafir eden ve her türlü fedakârlığı gösteren muhterem ağabey, abla ve kardeşlerime eşim ve kendi adıma en kalbî teşekkürlerimi sunarım. Güzel Anadolu’nun bağrında değişik mekânlarda, samimi dostlarımızla kıyamete kadar sürecek böyle dost meclislerinin devam etmesi dilek ve temennisiyle...
04.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|