Geçtiğimiz hafta Öğretmenler Günü kutlandı. Bu vesileyle toplantılar düzenlendi. Resmî ağızlardan günün mânâ ve ehemmiyetini anlatan açıklamalar yapıldı. Öğretmenler Cumhurbaşkanlığı’nda, Meclis’te, Başbakanlık’ta, Millî Eğitim Bakanlığı’nda ağırlandı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına Öğretmen Günü ile başladı. Son 6 yılda “muazzam” bir eğitim-öğretim seferberliği başlattıklarını açıkladı.
Eğitim sendikalarının “gün” dolayısıyla yayınladıkları araştırmalarda ise bu rakamların böyle olmadığını ortaya koydu. Eğitim-Bir-Sen’in yaptığı araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 65’i mesleklerinden memnun değil, yüzde 58’i hak ettikleri geliri alamadıklarını söylüyor. Öğretmenlerin yüzde 52’si MEB’in kendilerine yeterince değer vermediğini düşünüyor. Bütün bu olumsuz tabloya rağmen “tekrar öğretmenliği seçerim” diyenlerin oranı ise yüzde 53 nisbetinde...
Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına göre de öğretmenlerin yüzde 48.8’i kazandığı ücretle geçinemiyor. Ankete katılanların yüzde 71’inin borcu bulunuyor. Öğretmenler “en büyük sorun” olarak ücret yetersizliğini görüyor. Öğretmenlerin yüzde 40’ından fazlası ayda bir kitap dahi alamıyor.
OECD ülkeleri ortalaması 46 bin 290 dolar olurken, Türkiye’de ise, en üst derecedeki öğretmenin yıllık maaşı sadece 15 bin 780 dolar civarında. Bağımsız Eğitimciler Sendikası da yoksulluk sınırı dikkate alındığında öğretmen maaşının 2 bin 770 YTL olması gerektiğini açıkladı.
Bu “gün”de yaşanan bir olayı da aktaralım. Öğretmenler kendi günlerini kutlarken toplantılara dahi alınmıyor. Gazetelere yansıyan haberlere göre, Batman’da Öğretmen Günü dolayısıyla düzenlenen törene başörtülü öğretmenler alınmamış. Bu işi 6 yıldır çözemeyen ve yeni “açılım” yapanlara duyurulur.
Özgür Eğitim-Sen ise ‘Öğretmenler Günü’nü kutlamadı. Kutlamama gerekçesinden de “dersler” çıkarılması gerekiyordu. Sendikanın Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, Öğretmenler Gününün 1981’den beri 24 Kasım’da kutlandığını hatırlatırken, “Bu günün 24 Kasım’da kutlanmasına karar verenlerse 1980’de Meclis’i basıp ülkeyi silâh zoruyla ele geçiren darbecilerdir… 24 Kasım günü farkında olmadan kutladığınız şey darbedir… Kutlayacağımız güne darbecilerin karar vermesi biz eğitimciler için utanç vericidir. Bu utancı sırtımızda daha fazla taşımak istemiyoruz” diyerek Öğretmenler Gününün, 5 Ekim ‘Dünya Öğretmenler Günü’nde kutlanmasını tavsiye etti.
* * *
Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenler arasında dolaşan bir e-mail bize de ulaştı. Bu maili aktararak Öğretmenler Gününde öğretmenin değerinin nasıl olması gerektiğini görelim…
“Öğretmen okulunu yeni bitirmiş ve tayini memleketinden uzak bir kasabaya çıkmıştı. Okula geldiği gün tanıştığı ve sık sık yardımına başvurduğu tecrübeli bir öğretmen arkadaşı onun en büyük teselli kaynağıydı. Sıkıntısını onunla paylaşıyor, onun desteğiyle derslerine giriyordu.
“Bediüzzaman ismini ilk defa ondan duydu. Eserlerinin bir kısmını onun vesilesiyle okudu ve büyük bir heyecan duymaya başladı. Onu görmek, bizzat ders almak isteğini öğretmen arkadaşına iletti. Bir hafta sonu Isparta’ya gittiler. Öğleye doğru Bediüzzaman’ın evinin önündeydiler. Daha kapıyı çalmaya fırsat kalmadan kapı açıldı ve içeriden genç biri çıktı, ‘Üstad sizi bekliyor’ dedi. Şaşırdılar, geleceklerini kimse bilmiyordu. Bediüzzaman onları ayakta karşıladı. ‘Hoş safa geldiniz kardeşlerim’ dedi ve onlara yer gösterdi. ‘Ben bu zamanın dindar öğretmenlerine eski zamanın velileri gözüyle bakıyorum” dedi.
Misafirlerine lokum ikram ettikten sonra öğretmenlere dönerek devam etti: “Çünkü eski zamanda dinî eğitim anne babaya verilmişti, bu zamanda o vazife öğretmenlere verilmiş. Öğretmenin iyisi çok iyi, kötüsü de çok kötüdür. Çünkü masum çocuklar öğretmenlerine çok dikkat ederler, adeta mıknatıs gibi hocalarından ne görürlerse aynen çekerler. Öğretmenin iyisi minare başında, kötüsü kuyu dibindedir. Ortası yoktur.” (Bu hatıra: ‘Son Şahitler’ adlı kitapta Bayram Yüksel’e atfen aktarılıyor.)
İşte öğretmenin değeri böyle anlaşılır. Öğretmenler maddî anlamda az maaş alabilir, geçimlerini zor temin edebilir. Öğretmenlerin, Bediüzzaman’ın bu tavsiyelerini dikkate almaları gerekmez mi?
01.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|