Her düşünce, zihnimizin basamakları olan tahayyül (hayal etme), tasavvur (tasvir etme), taakkul (akıl terazisine vurma), tasdik (doğrulama), iz’an (anlama, kavrama, idrak etme), iltizam (taraf ile teslim olma) teknelerinde tahlil edilir, senteze tâbî tutulur, yoğrulur ve en son kademede itikat (iman, yüksek inanç, kesin kanaat) haline gelir.
İman, bizatihî harfî, melekutî bakıştır. İman pozitif bir enerji üretim ünitesidir. İmanlı bakış, olumlu düşünceyi, olumlu düşünce pozitif enerjiyi üretir. Bu da müsbet hareketi netice verir. Bu da hem şahsî, hem de toplumsal gelişmeyi sağlar.
İman müsbet, inkâr menfî harekettir.
Tabiat ve fıtrat kanunlarına; bu kanunlara uyumlu olan Kur’ân’a ve bunları yaratan, devamlılığını sağlayan ve gönderen yüce Yaratıcının rızasına uygun hareket; hayırlı bir şey veya tarlada mahsûl üretmek müsbet harekettir.
Güzel düşünmek, iyi niyet, hayırlı konuşmalar müsbet; kötü düşünce, bozuk niyet, moral bozucu, ümit ve şevk kırıcı konuşmalar ise negatiftir. Olumsuz duyguların da mecralarına akıtılması müsbet herekettir. Yani, ulvî şeyleri hayal etmek; inadı ilim, tefekkür, ibadet, iyilik ve zikirde “sebat” anlamında kullanmak; hırsı ahiret işlerinde istimal etmek; düşmanlık duygusunu nefse, zındıklara, insan hak ve hürriyetleri düşmanlarına karşı kullanmak, müsbet harekettir.
İslâm şartlarını yerine getirmek müsbet; ibadeti terk etmek negatif harekettir.
İhlâs, sevgi, fazilet, diğergamlık, saygı, yardım etmek müsbet; bunları terk etmek olumsuz harekettir.
Kendi hakkını ve hemcinslerinin hukukunu aramak ve saygı göstermek müsbet; haklara tecavüz etmek ve aramamak da menfî harekettir.
Haksızlık karşısında doğru şahitlik müsbet; susmak veya ilgilenmemek negatif...
Üretmemek veya üretilmiş olan mahsulü israf etmek de menfî harekettir.
Ve ilâ âhir…
01.12.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|