Fen, sosyal ilimler ve teknolojideki baş döndürücü gelişme, “kitle iletişim vasıtalarını” her tarafta yaygınlaştırdı. Bu, insanlığı düşünmeye, araştırmaya yönlendiriyor. Herkes, “Ne, kim, ne zaman, nerede, nasıl, niçin?” sorularıyla yatıp kalkıyor.
Günümüz insanını yalnız iddiâ ve parlak sözlerle tatmin etmek imkânsız. Başta akıl, kalp, vicdan ve sair duyguları tatmin olmalı. Sorularının en doğru ve en muhteşem cevapları Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyede. İşte onları bize anlatacak çağdaş bir tefsir (Kur’ân yorumu), bir müfessir lâzım.
Hakikat mesleğinde giden Risâle-i Nur; fen, sosyal ve mânevî ilimleri harmanlayarak her şeyi hikmetle beyan eden Kur’ân’ın i’câzı sırrıyla1 onun mû’cizeliğini gösteren;2 ispata dayanan; geleceği aydınlatan; “işârî/dirâyet” tefsirlerin en kuvvetlisi ve en kıymetlisidir.3
Altı bin küsûr sayfa ve 130 parçayı aşan bu eserde; “akıl, müşâhede, ölçü, hikmet, ilim, tetkik, tahkik, tecrübe (deney), izâh, iz’ân, âyet, delil, hüccet, bürhan, yakîn, ispat”; sıklıkla kullanılan anahtar kelimelerdendir. Onun en çarpıcı yönü; fevkalâde girift, anlaşılmaz mevzûlar dahil insanlığın ilgi ve etki alanına giren meseleleri akla-mantığa, vicdana tasdik ettirip ilmî prensiplerle ispat ve izâh etmesidir.
Risâle-i Nur, tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil, imandır. Marifet (kuru bilgi) değil, şehadettir, şuhuddur (gözlemlenmiş gerçeklerdir). Taklit değil, tahkiktir. İltizam (taraf olma) değil, iz’andır (anlayış, kavrayıştır). Tasavvuf (yalnız kalp ayağıyla giden yol) değil, hakikattir. Dâvâ değil, dâvâ içinde bürhandır.4
Risâle-i Nur’un vazifesi, “iman-ı tahkikiyi”;5 yerleştirmektir. Dinin tılsımlarını hal ve keşfetmek; en (inatçı) dinsizleri; delil göstererek susturmaktır. Mi'rac ve bedenen dirilme gibi akıldan çok uzak zannedilen Kur’ân hakikatlerini en (inatçı) filozof ve zındıklara karşı güneş gibi ispat etmektir.6
Aynı zamanda mevcudatın fizikî, kimyevî özellik, güzellik, muazzam yapıları, nizam-intizamları ve hârika fonksiyonlarından bahisle İlâhî irâdenin eserleri olduklarını kesin delillerle ispat ediyor. Serseri tesadüf, kör kuvvet, sağır tabiat, âciz ve cahil maddelerin yapmasının hiçbir cihetle ihtimal ve imkânı bulunmadığını “gözle görür” derecesinde ispat ettiğini,7 sahanın uzmanları da doğruluyor.
Kezâ, dünya hayatının perestişkârlarına gayet dehşetli gelen ecel celladının (ölümün), ebedî hayata birer perde ve inananların sonsuz mutluluklarına birer vesile olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kesin ispat ediyor.8
Kâinatın zerreleri adedince Vahdâniyet-i İlâhiyeye (Allah’ın varlığı ve birliğine) ve îmânın hakîkatlerine delilleri gösteriyor.9
Hiçbir meselesine, hiçbir filozof, hiçbir dinsiz karşı çıkamıyor. Bilâkis dikkat edenleri imâna getiriyor. Zaten, mahkemeler, felsefeciler ve ilim adamlarından kurulu bilirkişi, Risâle-i Nur’u övüp tasdik ve takdir edip, iman hakkındaki delillerine itiraz etmemesi…10 Ve bilhassa araştıran dimağlar ve ilim erbabı (entelektüeller) tarafından mütalâa edilip tekrar tekrar okunması; dünya çapında akıl ve zekâları kendisine çekip övgüyle bahsettirmesinin sırlarından birisi de; içe bakış metodunu kullanıp; önce tercümanını iknaa çalışıp, sonra başkalara bakması11 ve onları ilmen doyurmasıdır.
Diğer taraftan hedonizmin (zevk ve lezzetin) pençesinde kıvranan çağdaş insana Risâle-i Nur, bu dünyada bir mânevî Cehennemi dalâlette gösterdiği gibi, îmanda dahi bu dünyada mânevî bir Cennet bulunduğunu ispat ediyor. Ve günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde mânevî elîm elemleri gösterip, hasenât ve güzel hasletlerde ve hakâik-i şeriatın amelinde Cennet lezâizi gibi mânevî lezzetler bulunduğunu ispat ediyor. Bunu yaparken de mevcut imândan istifade cihetine değil, belki çok deliller ve parlak bürhanlarla imânın ispatına ve tahkikine ve muhafazasına ve şüphelerden kurtulmasına hizmet ediyor.12
Risâle-i Nur, hâlâ “güncel problemlerimizi”, teknolojik hızdaki akıl/zekâları iknâ, kalb ve vicdanları tatmin edecek tarzda çözerek bu özelliğini devam ettiriyor.13
Dipnotlar: 1- Ayetü’l-Kübrâ, s.192. 2- Barla Lâhikası, s. 9. 3- Şuâlar, s. 65, 577, 368. 4- Mektûbât, s. 251. 5- Age, s. 81. 6- Age, s. 44. 7- Age, s. 222. 8- Hizmet Rehberi, s. 41. 9- Emirdağ Lâhikası, s. 41. 10- Age s. 192. 11- Kastamonu Lâhikası, s.13. 12- Kastamonu Lâhikası, s. 12. 13- Emirdağ Lâhikası, s.. 59.
18.11.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|