İzmir
Senin de değerini bilemedik be İzmir’im
Bir gök kuşağıydı sevincimiz,
Ama
Ne mavi kadar huzurlu,
Ne kırmızı kadar canlı,
Ne de yeşil kadar dinlenemedik kıyında
Senede belki bir yağan beyaz oldu
Kirlenmiş hayat sayfalarımıza.
Buz tuttu yüreğimiz.
Senede belki bir tükenince umutlar
Coşturdu sahilin...
Ne bırakıp gittik seni,
Ne de kalabildik kıyında.
Var olduğumuzu hissettiremeden yaşadık;
Sevinci, coşkuyu, hüznü, kederi, aşkı, ayrılığı.
Bir oldu bazen,
Tek yürek, aynı renk.
Ayrı düştük bazen,
Ayırdı düşünceler…
Seçimler vardı bazı,
Gidişler ve kalışlar
Çoğu kalış diyemedi
Arkada kalan gözlere rağmen.
Kaçtı çoğu kurtuldu mu bilinmez?
Kızdın mı, köpürürsün dalga dalga;
Vurursun kıyıya nefretini.
Kırıldın mı söndürürsün ışıkları,
Kapanırsın karanlığına.
Neşeliysen muhteşem,
Her yer canlı, her canlı “sen”
Şanlısın be İzmir!
Bir kaçışın bile var...
|
ESMA NUREFŞAN ÇETİN
18.11.2008
|
|
Ankara’nın fedakâr neferi Ahmed Abiş Ağabey de vefat etti
Gençlik yıllarımızda Ankara’da tanımıştım onu. Dâvâmızın has bir şakirdiydi. Aslen Kayseri’nin Develi kazasındandı, ama yıllardır Ankara’da ikamet ediyordu. Boş vakitlerimizde cemaatimizin mensuplarıyla irtibat ve ziyaret işlerini sevdiğimden, onun oto cam atölyesine gider, sohbet eder, risâle okurduk. Her zaman güler yüzüyle karşılaşırdık.
Kırk seneye yakındır, onu tanıdım tanıyalı, dâvâsından hiç inhiraf etmeyenlerden, sadık bir ağabeyimizdi. Trenden atlayanlardan olmamıştı! Çalkantılı dönemlerde de hiç ayrılmamış, ihlâs ve sadakatla yoluna devam etmişti. Yeni Asya’nın iyi ve eski bir okuyucusuydu.
Keçiören’deki hizmetlerin başlaması ve inkişafında onun da payı vardı. Hizmetle ilgili her şeye koşardı. Hani “adsız kahramanlar” olur ya, işte o, onlardan biriydi. Emekli olduktan sonra, işlerini çocukları İbrahim ve İsmail kardeşlerimize bırakmıştı. Bazı rahatsızlıkları olmasına rağmen, yine de hizmete koşar, yapabileceği her türlü faaliyette bulunurdu. Özellikle Keçiören’deki arkadaşların toplu olarak bir araya geldiği ziyafetlerde yemekleri o yapardı. Biz de yaptığı yemeklerden yemiştik.
Biz ayrıldıktan sonra da, Ankara’yı her ziyaret edişimizde, Keçiören sohbetlerine gittiğimizde görüşüyorduk. Eski, kadim dostlarımızla bir halka teşekkül eder, geçmişteki o güzel günleri yad ederdik.
Cumartesi akşamı sohbetten çıkacağım zaman Ömer Ağabey tarafından vefat ettiği haberi gelince, bir anda bunları yazdım ve Ahmed Abiş Ağabeyime de Rabbimden rahmetler diledim.
|
OSMAN ZENGİN
18.11.2008
|