İman, bizatihî harfî, melekûtî bakıştır. İman pozitif bir enerji üretim ünitesidir. İmanlı bakış, olumlu düşünceyi, olumlu düşünce pozitif enerjiyi netice verir, yaşlılara saygı ise emniyet sübabımızdır.
Birgün Allah Resûlünün (asm) huzuruna yaşlı bir adam gelmişti. Cemaatin ona yer vermede geciktiğini gören Allah Resûlü (asm), “Küçüklerimize merhamet, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir”1 buyurdu.
Resûl-i Ekremin (asm) en küçük bir işaretini dahi değerlendiren; terbiyede, nezakette zirvede bir toplum yeri geldiğinde böylesi uyarılarla davranışlarını kontrol edecek, doruklara tırmanacaktı.
Yaşlıların hayatımızda büyük yeri var. Güngörmüş; acısıyla tatlısıyla bir ömür sürmüş; çok şeyi yaşamış, tatmış, değerlendirmelerini yapmış; doğruyu yanlışı bizzat görmüş; iyinin, güzelin, faydalının kıymetini yakından hissetmiş insanlardır. Gerek olgunlukları, gerek tecrübeleriyle birer deniz feneridirler. Binanın temeli, fabrikanın ana mili gibi ağırlıklarıyla büyük bir boşluğu doldurur, hayatı yeni yeni tatmaya başlayanlara ilham kaynağı ve güvence olurlar.
Onlar emniyet sübabıdırlar, mânevî paratönerlerdir. Belâların başımıza yağmamasının en önemli sebeplerinden biri onlardır. Allah Resûlü (asm), “…Beli bükülmüş ihtiyarlar olmasaydı üzerinize belâ yağardı belâ!”2 buyurmamış mıdır? Çocuklar, vesâir zayıflar gibi onlar da rızka kavuşma vesilelerimizdendir. Duâları sayesinde yardıma mazhar olur, rızıklanırız.3
Yine Allah Resûlünün (asm) lisanında ömrü uzun olup da kötü amel sahibi ihtiyarlar insanların en kötüsü iken, ömrü uzun güzel amelli ihtiyarlar insanların en hayırlısıdır.4
Allah Resûlünün (asm) lisanında yaşlılara saygı duyup ikramda bulunmak Allah’a saygıdandır.5 Yaşlılara ikramda bulunmak Allah’ı yüceltmenin şubelerinden biridir.6
Gerek yakınlarımızdan olsun, gerekse olmasın onlara önem ve değer vererek; güler yüz ve güzel davranışlar göstererek, yardım ve ikramlarda bulunarak, gönüllerini hoş tutarak, sevgi ve şefkatla eğilerek büyüklerimize olan saygımızı dile getiririz.
Mekke’nin fethi esnasında Hz. Ebû Bekir İslâmla şereflenmesi için yaşlı babasını alıp Allah Resûlünün (asm) huzuruna getirmişti. Onun ayağına getirilmesinden müteessir olan edep timsâli Yüce Resûl (asm), “İhtiyara, getirme zahmeti vermeseydin de, evinde ziyaret etseydik olmaz mıydı?”7 buyuracaktı.
Allah Resûlüne (asm) itaati dinin gereği gören bir mü’minin küçüklerine sevgi ve şefkatle, büyüklerine de saygıyla davranmaktan başka yapabileceği başka birşey olamaz. Sonra insan ektiğini biçeceğine, dünya etme bulma dünyası olduğuna göre bugün yaşlılara nasıl davranırsak yarın da öyle muâmele görürüz. Allah Resûlü (asm) buyururlar ki: “Bir genç yaşlı birine saygı gösterirse, yaşlandığında Allah da ona saygı gösterecek insanları yaratır.”8
İslâmın bakış açısıyla baktığımızda yaşlıların durumu işte bu!
Dipnotlar:
1- Tirmizî, Birr: 15; Ebû Davud, Edeb: 58.
2- Keşfü’l-Hafâ, 2:163.
3- Buharî, Cihad: 76; Neseî, Cihad: 43.
4- Tirmizî, Zühd: 22.
5- Ebû Davud, Edeb: 20.
6- Ebû Davud, Edeb: 23.
7- Tabakat, 5:451.
8- Tirmizî, Birr: 75.
01.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|