Hz. Ömer (ra) umre yapmak üzere Resûlullah’tan (asm) izin istemişti. İzin verdi Allah Resûlü (asm) ve “Bize de duâ etmeyi unutma, ey kardeşciğim” teklifinde bulundu. Heyecanlanmıştı Hz. Ömer (ra). Der ki: “Bu öyle bir sözdü ki, bütün dünyalar bana verilse beni o kadar sevindirmezdi.”1
Mü’minin mü’mine gıyabında, yani arkasında, yokluğunda yaptığı duânın Allah katında büyük bir önemi var. Çünkü Allah Resûlü (asm), mü’minin mü’mine gıyabında yaptığı duânın en çabuk kabul edilen duâ olduğunu bildirmektedir.2
Duâ edecek olan Cennetle müjdelenmiş fazilet âbidesi Hz. Ömer’di. Duâ isteyen de yerler, gökler hürmetine yaratılan Fahr-i Âlem’di (asm). Ümmetine gıyapta yapılan duânın önemini göstermek konusunda da örnek olmaktaydı.
Mü’min kendisi için istediğini diğer bir mü’min kardeşi için de isteyen insan3 değil miydi? Huzuru, mutluluğu, bolluğu, bereketi, iyiliği, güzelliği kendisi için istediği gibi diğer bir mü’min kardeşi için de isteyecekti. O mü’min kardeşi için istedikçe Allah o güzellikleri ona da verecekti.
Safvan bin Abdullah Şam’a gitmiş ve büyük Sahabî Ebu’d-Derda’yı ziyaret için evine uğramış, ancak Ebu’d-Derda’yı evinde bulamamıştı. Hanımı, Safvan’a o sene hacca gidip gitmeyeceğini sormuş. O da gideceğini belirtince, “Öyleyse benim için de hayır duâda bulun” demiş ve Peygamberimizin (asm) bu hususta şöyle buyurduğunu bildirmişti: “Bir Müslümanın kardeşi için gıyabında yaptığı duâ makbuldür. Başında görevli olarak bulunan melek, o, kardeşine hayır duâ ettiğinde, ‘Kardeşin için istediğinin bir misli de sana verilsin’ diye duâ eder.”4
Gel de sen mü’min kardeşine hayır dileme, kötülüğünü iste! Demek biz mü’min kardeşimiz hakkında neler düşünür, onun için neler istersek bir mislini de Cenâb-ı Hak bize ihsan ediyor. Halil İbrahim bereketini düşünün! Bu iki kardeşin birbirleri hakkında düşündükleri iyi niyet ve iyi muâmelelerden dolayı Allah onlara bereket ihsan etmemiş miydi? Mü’minin mü’min kardeşine gıyabında yaptığı hayır duâların bir mislini de Cenâb-ı Hak duâ edene ihsan ediyor.
Demek mü’min başkasına isterken aynı zamanda kendisine de istemiş oluyor.
Dipnotlar:
1- Ebû Davud, Vitir: 23; Tirmizî, Daavât: 110.
2- Tirmizî, Birr: 50; Ebû Davud, Vitr: 29.
3- Buhârî, İman: 13; Neseî, İman: 33; Müslim, İman: 71.
4- Tirmizî, Birr: 50; İbni Mace, Menasik: 5.
28.11.2008
E-Posta:
[email protected]
|