Görmezden gelinse de gerçekler bir şekilde gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Bakınız, son günlerde yeni bir ‘mescid’ tartışması başladı. Geçmişte bazı okullarda gayrıresmî olarak mescid açılması ya da boş bir odanın, bir ‘merdiven altı’nın namaz kılınan yer olarak düzenlenmesi tenkid konusu yapılmış, “İrtica geldi, laiklik gitti” anlamında manşetler atılmış.
O gün de bu tür davranışların doğru olmadığını, öğrencilerin namaz kılmasıyla laikliğin gidip, ‘irtica’nın gelmeyeceğini ifade etmeye çalışmıştık. Hatta ve hatta, her imkân ve fırsat olduğunda her okula, her alış veriş merkezine ve ihtiyaç duyulan her yere bir değil, iki mescid açılması gerektiğini ifade etmiştik. Aynı doğruları yine tekrarlamak istiyoruz: İhtiyaç olan her yerde, sadece ‘bey’lerin değil, ‘hanım’ların da rahatça namaz kılabilmesi için iki adet mescid açılması lâzım!
‘Mescid’lerin yeniden gündeme gelmesi, CHP’nin son günlerdeki ‘çarşaf’ açılımıyla başladı. CHP Genel Merkezinde bir basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Baykal’a, “Yeni açılımda partiye katılanlar genelde namaz kılan insanlar, onlar partiye geldiklerinde mescit sorunu yaşayacaklar mı?” diye sorulmuş. Bu soruya karşılık Baykal, “Sorunuzu çok iyi anlıyorum. Bu tür sorularla açılıma katkı sağlıyorsunuz. Kimse mağdur ve mazlûm olmayacaktır” demiş. (Star, 27 Kasım 2008)
Açıkça ifade edilmemiş olsa da bu beyanı, “Elbette, CHP Genel Merkezinde de ihtiyaç hasıl olduğuna göre mescid açılacak” şeklinde anlamak mümkün. Aslında Türkiye’de siyaset yapan bir partinin genel merkezinde mescid olmaması garip. Keşke bütün partilerin sadece genel merkezlerinde değil, il ve ihtiyaç halinde ilçe merkezlerinde de mescid açılsın ve açılmalıdır. Çünkü ‘Müslüman’ın olduğu her yerde ‘ibadethane’ye de ihtiyaç duyulur.
CHP, böyle bir açılımı ne niyetle yapmış olursa olsun, memleket için faydalıdır. Belki lüzumsuz gerginlikler sona erer ve namaz kılanlardan sırf bu sebeple korkmanın anlamsız olduğu da görülür. CHP, böyle yapmakla kendisini iktidara taşıyacak oy potansiyeline ulaşamaz, ama belki ‘demokratlar’ın da bu konulardaki hassasiyetini arttırmalarına sebep olur. Çünkü yapılan olumsuz propagandalar neticesinde şahsî hayatında ‘mütedeyyin’ olmak—bir ara—muhafazakâr partiler arasında da nahoş karşılanmaya başlamıştı. Bu vesile ile onlar da tabanlarının kim olduğunun farkına varır, cemiyetteki değişimi görür ve mütedeyyin insanların haklarını daha bir cesaretle ve samimiyetle savunmaya çalışırlar.
Netice olarak, CHP’nin Genel Merkez binasında bir mescid açma kararının—gerçekleşmesi halinde— hayırlı olacağını söyleyebiliriz. Ama ilâve etmek durumundayız: “Akıllı bina” olarak yapılan CHP Genel Merkez binasına ‘bir’ değil, ‘iki’ adet mescid açılması gerek. “Hele bir mescid açılsın. Hanımların namaz kılması için araya paravan ya da ‘perde’ çekilir” diyorsanız, ona da itiraz etmeyiz.
Aslında bütün bu tartışmalar, ‘suların tersine akamayacağını’ ve sözde değil, “özde Türkiye” gerçeğini gösteriyor.
29.11.2008
E-Posta:
[email protected]
|