"Gerçekten" haber verir 01 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Röportaj

H. HÜSEYİN KEMAL

KRİZ LOBİSİ, YALILARINI SATSIN, BORÇLARINI ÖDESİN!

Kriz lobisinin zararını yoksul vatandaşın vergilerinden çıkarmak istediğini söyleyen ekonomist Süleyman Yaşar: “Yurtdışında parası olan bu kesime Varlık Barışı Yasası’nı kullanarak paranı getir sermayene ilâve et denilebilir. Lüks arabanı, rezidansını, yalını sat öde denilebilir. Adamın lüks hayatında hiçbir değişiklik olmayacak; hizmetçiler, yatlar, katlarla hayatına devam edecek, ağa gibi dolaşacak yoksul ve orta gelirli insanlar da bunların borçlarını ödeyecek.”

Dünyayı sarsan ekonomik kriz gelişmiş ülkelerde etkisini yoğun bir şekilde hissettirirken Türkiye’ye bunun yansımasının nasıl olacağı tartışma konusu. Biz de bu konuyu bürokraside ve özel sektörde görev almış halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde hocalık yapan ekonomist Süleyman Yaşar’a sorduk. Yaşar Türkiye’yi büyük bir ekonomik krizde gibi gösteren “kriz lobisi” olduğunu söylüyor. “Bu lobi yurtdışında batırdığı paralarını Ankara’dan istiyor” diyen Yaşar, hükümetin bu kesimin önünü kesmek zorunda olduğunu belirtiyor...

Dünya ekonomik krizi Türkiye’yi fazla

etkilemez denildi. Sonra hükümet paketler

açıklamaya başladı. Hükümet krizin Türkiye’ye

geleceğini düşünmüyor muydu?

ükümet 2008 bütçesi ve ekonomik planını hazırlarken dünyadaki ekonomik krizin Türkiye’yi etkileyeceğini bildiği için büyüme hızının düşeceğini, yabancı sermaye girişinin azalacağını belirtmişti. Krizin 2008 Eylül’ünde farklı algılanmasının nedeni 15 Eylül’de Lehman Brothers’ın batmasıyla parasını yurtdışında değerlendirenlerin zarar etmesiyle alâkalı. Bu insanlar, parası sanki Türkiye’de batmış gibi İsviçre’de kaybettiği parayı Türkiye’den istemeye başladı. Türkiye’de ne bir banka, ne bir fon batmadı. Bankaya gittiğinizde “Mevduatını vermeyiz” diyen yok. Türkiye’deki kriz lobisi bunu Türkiye’nin kriziymiş gibi algılatmaya çalıştılar. Medyayı da yanına alan bu kesim kriz algısını olduğundan fazla yaşattı ve yaşatıyor.

Bu kriz lobisi ne yapıyor şu an?

Kriz lobisinin sesi medyada duyulmaya başladı. “IMF’yle yapacağınız anlaşmayla alacağınız 35 milyar doları bize verin” diye söylenmeye başladılar. Onun dışında hükümet önlem almıyor, IMF’yle anlaşmıyor haberleri yapılmaya başlandı. Türkiye’yi normal bir standby’a zorlamaya çalışıyorlar. Türkiye ekonomisinin şu anda bu paraya ihtiyacı yok. Bu, güven verici bir anlaşma olacak. Bazıları çıkıp, “IMF’den alınacak para bankacılığa verilmeli, kamu maliyesine verilse enflasyon olur” diyor. Peki sana verildiğinde niye olmuyor. Sana verildiğinde para arzı artmıyor mu? Bunlar aldatıcı ifadeler. Bu insanların benim açıklamalarımla pulları dökülmeye başladı. Türkiye’de bir sürü ruh sağlığını yitiren insan var. 10 milyon dolarının 8 milyon dolarını kaybeden insanlar arasında prozac kullananlar var. Bu insanlar çıkmış “Türkiye’de kriz var” diyor. Sen bu parayı yurtdışında kaybettin... Maldiv adalarında tsunami olsa sen Boğazdaki yalıları boşaltır mısın?

Hükümet tedbir almamış mıydı?

Hükümet zaten 2001 krizinden sonra ortaya konulan, güçlü ekonomiye geçiş için hazırlanan istikrar programını uyguluyordu. Bunun sonucunda bütçede açık kapandı, kamunun borç yükünün ulusal gelire oranı yüzde 38’e düştü. Merkez Bankası bağımsızlaştırıldı. Sosyal güvenlik yasası çıkarıldı. Özelleştirmede hedef aşıldı. Bütün bunlar hükümetin almış olduğu önlemlerdi. Krize karşı kamu önlem almadı demek yanlıştır. Özel sektör sorumsuz davranmış üzerine düşen önlemleri almamıştır.

Özel sektörün hataları neler?

Dövizle borçlanmayın dendiği halde gitmiş dövizle borçlanmış. 190 milyar dolar borçları var. Aldıkları bu borçları da yanlış yerlerde kullanmışlar. Her yüz metrede bir alış veriş merkezi yapmışlar. Büyük rezidans yapmışlar. Türkiye’nin ihtiyacı olan sağlıklı, ucuz sosyal konuttur. Büyükşehirlerde lüks arabalardan geçilmiyor. Yani kaynakları yanlış kullanmışlar. Yatırım yaparken riskleri görecektin.

Kendi yanlışlıklarını nasıl hükümete

ödetmeye çalışıyorlar?

Bunlar 1994’te, 2001’de de İstanbul yaklaşımı, Ortaköy Zirvesi, Arnavutköy buluşması diye karşımıza çıktılar. Her beş altı yılda bir devlete gelip borçlarımızı öde dediler. Artık bu lobinin önleri kesilip, yapılacak istikrar programında dar gelirliler desteklenmeli. 2001 krizinde bankaları batanların 72 milyar dolar zararını Türk vergi mükellefi ödedi, yüksek gelirlerle ödemeye devam ediyoruz. Artık buna son verilmeli...

Peki sizce ne yapılmalı?

Yurtdışında parası olan bu kesime Varlık Barışı Yasasını kullanarak paranı getir, sermayene ilâve et denilebilir. Lüks arabanı, rezidansını, yalını sat, öde denilebilir. Adamın lüks hayatında hiçbir değişiklik olmayacak; hizmetçiler, yatlar, katlarla hayatına devam edecek, ağa gibi dolaşacak yoksul ve orta gelirli insanlar da bunların borçlarını ödeyecek. Amerika’da zor durumda olan şirketlerin yöneticileri yardım istemek için Washington’a geliyorlar. Özel jetleriyle geldikleri ortaya çıkınca “Siz devlet yardımını iyi kullanamazsınız. Hâlâ kendiniz tasarruf yapma zihniyetinde değilsiniz. Gidin bize düzgün bir plan yapın getirin” deniliyor. Artık bu tip insanlara dünyada da prim verilmiyor.

Peki hükümet nasıl tedbirler alabilir?

Hükümet dar gelirli vatandaşa yardım edebilir. Kredi kartı borcunu ödemede kolaylık sağlayabilir. Enerji desteği verebilir. Bunun yanında kamuya personel alabilir. 300 bin kişinin yıllık maaşı 6 milyar YTL. Faiz dışı fazlayı yüzde 4’ten 2’ye çekerseniz bunu karşılarsınız. Talebi yükseltip büyüme hızının düşmesi engellenebilir. KOBİ dediğimiz işletmelere 0 faizli krediler verilebilir. IMF’yle yapılacak olası bir anlaşmada verilen kredi kesinlikle ödemeler bilânçosu daraldığında kullanılmalı. 5 yılda bir devlete gelip para isteyen kriz lobisinin cebine para koymak ekonomiyi kurtarmaz.

Ama bu işadamları “İşçi çıkarırız”

tehdidinde de bulunuyorlar...

Türkiye artık eski Türkiye değil. 2001 krizinden sonra işsizlik sigortası kuruldu. Burda 33 milyar YTL birikti. Hükümet bu lobinin blöflerine kulak asmamalı. Eğer işçi çıkaracaklarsa bu fondan insanlar desteklenmeli. Ayrıca bu kriz lobisi akıl almaz bir şekilde işsizlik fonunda biriken paraları da istediler. Bence bu paraları kriz lobisine vermek yerine işsiz kalabilecek insanlara vermek daha ahlâklıca...

Peki IMF’den alınacağı düşünülen ve işsizlik sigortasında biriken paralar bu lobiye verilirse ne olur?

Yine parayı alıp yurtdışına götürecekler. Türkiye’de işadamları şirketlerindeki parayı alır yurtdışına götürür ve kendi şirketine kredi diye verir. Onun için şirketler güçsüz, işadamları güçlüdür. O açıdan bakıldığında 190 milyar dolarlık borç kendi kaynaklarından yarattıkları borçlardır. Yani dış borç ödemesinde söylenildiği gibi vahim bir durum yoktur. Alınan dış borçların arka planı incelendiğinde bunlar ortaya çıkacaktır.

Başbakan IMF’ye “Ümüğümüzü sıktırmam” dedi. Nasıl bir anlaşma olursa ümüğümüz sıkılmaz?

IMF ile hükümet arasındaki görüşmelerde büyüme hızının 3.5 kabul edilmesi, faiz dışı fazlada önemli bir düşüş üstüne anlaşıldığı söylendi. Hükümetin bu politikası doğrudur. Türkiye’nin düşük büyüme hızına razı olmaması gerekir.

Krizin etkileri dünyada ve Türkiye’de

nasıl seyredecek?

Önümüzdeki yılın ilk yarısı gelişmiş ülkelerdeki büyümeler negatif seyredecektir. Bunun yanında Hindistan ve Çin’in büyüme hızı 6’nın üzerinde. Bu da dünya büyüme hızının yüzde 2’nin üzerinde seyredeceğini gösteriyor. Bu da yılın ikinci yarısında düzelme başlayacağını gösteriyor. Emtia fiyatları gerçek değerinin üstündeydi artık gerçek fiyatlar üzerinden konuşulacak. Türkiye’de de konut sektöründe reel olmayan fiyat artışları olmuştu. Bunların hepsi yerli yerine oturacak. Türk lirasının değer kaybetmesi de ihracatta rekabeti beraberinde getirecek. Türkiye’nin ithalatı kısıtlanacağı için kapanan ham madde fabrikaları yeniden açılabilir. Türkiye’de kalitesiz bir büyüme vardı ve istihdam yaratmıyordu. Artık kaliteli büyümeye geçilecektir. Bunların yanında IMF’den alınacak parayla enerji sektörü düzenlenebilir. Durgunluk döneminden hızlı gelişme dönemine geçtiğimizde enerji sorunu çekmemek için gerekli yatırımlar yapılmalı. Bunun yanında rüzgâr ve güneş enerjisine yönelerek burda artı kaynak ve istihdam sağlanabilir. Türkiye’nin kömür üretirken ortaya çıkardığı gazı da kullanmasında fayda var. Böylelikle Türkiye enerjide kendi kaynaklarını kullanarak dış ödemeler dengesini de rahatlatacak, başka yerlere yatırım şansı olacaktır.

Ekonomistler içinde siz “ezber bozan” bir yaklaşım içinde oldunuz. Bunun belli bir sebebi var mı?

Ben bağımsız bir iktisatçıyım. Herhangi bir patrona veya şirkete bağlı olarak çalışmıyorum. Kimseye hesap vermek durumunda değilim. Pek çok kişi belli yerlere bağlı olarak çalışıyor. Ben kamu ve özel sektörde çalıştım ve kriz dönemlerini bilirim. Ben bu kriz lobisini devletten ve özel sektörden tanıyorum ve kim olduklarını biliyorum. Bu insanların söyledikleri sağlam görüşe dayanmıyor. Bugüne kadar hep şirketlerin kasalarına para konulsun, zenginlere para verilsin denildi. Ben bunların tersine hareket edilsin diyorum. Dünyada artık bu noktada...

Bu kriz lobisinin siyasî bir beklentisi var mı sizce?

Hükümetin gitmesini istiyorsanız ekonomik kriz çıkararak bunu hızlandırabilirsiniz. Ergenekon savcısının açıkladığı iddianamede de böyle belgelerin ele geçirildiğini okuduk. Burada Türkiye’yi düşünmek gerekiyor, kendi ikbalimizi değil. Kriz çıkartırlarsa bunun altında orta ve düşük gelirli bizler kalırız. Bu tuzağa düşmemek gerekir.

H. HÜSEYİN KEMAL

01.12.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (24.11.2008) - ZAFERDEN SONRA YOLLAR AYRILDI

  (17.11.2008) - MUSTAFA KEMAL LOZAN’DA İNGİLİZLERE NE SÖZÜ VERDİ?

  (12.11.2008) - “AKP’ye karşı CHP’nin yanında olamayız”

  (11.11.2008) - Cemaatler sivil toplum yapılarıdır

  (10.11.2008) - Statüko, DP’yi “terbiye” edemez

  (09.11.2008) -

  (03.11.2008) - Eruygur’a ne oldu?

  (02.11.2008) - Karikatür, yasakçının korkulu rüyasıdır

  (31.10.2008) - Başarılı temsilcimize ödül

  (22.10.2008) - Artık, internetsiz bir dünya yok

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır