Sadece maddî metaı paylaşmak, bölüşmek istememek hırs ve kanaatsizlik göstermek olmuyor. Aynı şekilde manevî meselelerde işi ve neticelerini kabul etmemek hırsla sağa sola saldırarak, kanaatsizlik göstererek paylaşmamak da olmuyor. Dâvâ adamları ve dâvâ için önemli olan bir hedef vardır. Hedefe götürecek yol vardır. Hedefe varılsın ya da varılmasın işin altına, zorluklarına, zahmetlerine konan, koşan eller vardır. Ve elbette ki ecirler ve mesuliyetlerin yanında eğer varsa yanlışlarında hesabı vardır. Bu dünyada yoksa öbür dünyada muhakkak vardır…
Şöyle desek: Aşk mı diyorsun; Allah’ını hakikatiyle seven her şeyde gerçek aşkı yaşar.
Hayatı acısıyla tatlısıyla kabullenen insan gerçekten hakkını vererek hayatı anlatır. Bir sepet acı soğan bir ömre yetecek kadar gözyaşlarına sebep olabilir…
Anasından ayrı düşmüşlerden başka bu ayrılışı kimse daha iyi anlatamaz.
Gözyaşı döktürmeden anlatmak, anlatım çeşitlerine gerçek olarak giremez.
İş kelimelere kalmışsa… kelimelerle anlatıma. Bu işi en iyi mürettipler, matbaacılar yapar… İçi dolu ağır lâflar…
Borç alınmayan kelimeler olmazsa ancak TDK yazı yazabilir…Uydur.
Eğer bağları koparmadan yazmak diyorsan… En iyi bağların bostanların anlatıldığı eski edebiyatımızın şuaray-ı fukaralarının yazılarında bulabiliriz…
Sahaflar maaflar… O dediğin harf inkılâbından evveldi. Şimdi anahtar yok ki o saraylarda gezelim... Kucak dolusu güzel ve lâtif kelimeleri okuyarak gelelim.
Kendimizin söylerken ve yazarken ağlayıp gülmediğimiz kelimelerimize mizahçılar ne yapabilir ki… Gülüp güldürüp geçmekten başka…
Fazla kesilmeye parçalanma gelecek kelimelerle uğraşmaya gelmez... Bu zamanda.
Bir araya getirmek, birleştirmek çok zor oluyor... Birleşse bile kelimeler eski ahlâkından irtifa kaybettiği için doğruyu, güzeli ve iyiyi asılları gibi orijinal anlatamıyor…
Bir yüksek sesi, alçak sesle söyleyip de kendimize, şeytanımıza, nefsimize dinlettirebildiğimiz kelimeler var mı ki acaba?
Yorulsan daha da yoracak, usansan daha da kafa şişirecek, bıktıracak ve yanlış yaptıracak kelimelerin kucağından düşmeden bu söylenene cümleleri anlamak bile mümkün değil…
Bütün bunlara rağmen insan olmağa namzetiz ve o ümit ve havf içinde rahmet-i İlâhiyeyi bekliyoruz.
05.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|