Filistin yarası 1948’den bu yana kanayan bir yara. İsrail, yılın son gününde bir kez daha vurdu Gazze’yi. Her geçen gün ölen ya da yaralananların sayısı artarken, dünya devletleri maalesef katliâma seyirci.
Konunun ehli uzmanlar hadiseye teşhis koymakta gecikmediler: İsrail’in Gazze’ye saldırısının ardında seçim, dolayısı ile ‘koltuk’ hırsı yatıyor! Şubat ayında yapılacak seçimlerde iktidar olmak isteyen İsrailli siyasetçiler, “En zalim benim! Bana oy verin, Filistinlilerin kökünü kazıyayım” dercesine insanlık dışı katliâma destek olup, adeta birbiriyle yarışıyorlar.
Ortadoğu üzerine çalışmalar yapan, “Filistin-İsrail Barış Süreci ve Türkiye” ile “Ortadoğu ve Türkiye” adında iki kitabı bulunan Prof. Dr. Bülent Aras, yakında ABD başkanlık görevini devralacak olan Barack Obama’nın da, Hamas’ı muhatap olmazsa problemi çözemeyeceği kanaatinde.
“Obama Hamas’ı muhatap almazsa çözüm 10 yıl ertelenir” diyen Prof. Dr. Aras, “2009’da peş peşe seçimler var, hepsi irtibatlı. Gazze’nin vurulması İsrail seçimlerini, İsrail seçimleri Filistin’i, o da büyük ihtimalle Lübnan seçimlerini etkileyecek. Birini kaybetmek hepsini kaybetme ihtimali demek. İsrail güç kullanarak kaybetme politikasını seçmiş görünüyor, bu riski göze alıyor. Ciddî bir Amerikan müdahalesi ya da İsrail iç siyasetinde bir dönüşüm olmazsa, çözüm en az 10 yıl ileri atılmış demektir” şeklinde konuşmuş. (Star g., 5 Ocak 2009)
“İsrail kendini dünyadan yalıtmak mı istiyor?” anlamındaki bir soruyu cevaplandıran Aras, “Şaron’un ördüğü duvarların anlamı da o. Bu yolla barışı sağlayabileceğini zannediyor. Oysa tarih bize o duvarların yapanların üzerine çöktüğünü gösteriyor” demiş.
İsrail’in ‘ABD’de iki başkanlı boşluğu’ kullandığını ifade eden Aras şu tesbiti dile getirmiş: “Obama Afganistan ve Irak nedeniyle maça zaten 2-0 başlayacaktı, şimdi 3-0 oldu. Golün geldiği de görülüyordu çünkü Oslo’dan sonra inisiyatifi kaybetti ABD. FKÖ’den Hamas’a geçişi fark edemedi, resmin dışına düştü. Sorunun evvelinden bugüne en taraflı durumda olmasının sebebi de bu. Böyle bir aktörün barış üretmesi zor. Zaten (ABD’nin) bölgede ciddî bir imaj kaybı var. (...) Filistin siyasetine bakışta Hamas’ı muhatap almak gibi ciddî bir değişiklik olmazsa Obama’nın bir şey yapması zor. Seçimlerde en fazla oyu Hamas alacak ve yine Avrupa, ABD Hamas ile görüşmek istemeyecek, kısır döngü sürecek. Amerika, Filistin’in meşrû temsilcileriyle konuşmak yerine kolay konuşabileceği muhataplar aramaktan vazgeçmeli.”
Türkiye’nin hadise karşısında ilgisiz kalamayacağını da ifade eden Aras ‘ilgi’mizi şu sözlerle özetlemiş: “Türkiye 90’lardan sonra tarihî, stratejik derinliğini kavradı. Bölgede 4 yüz yıl sürmüş bir Osmanlı barışı var. Kudüs’ün tapu kayıtları hâlâ İstanbul’dayken Kudüs’le irtibatsızlıktan bahsedemezsiniz. Sokaktaki vatandaş meseleyle ilgili ve tavır alınmasını istiyor. Çözümde Türkiye’nin etkili olabileceğini düşünüyor. Araplardaki o çaresizlik yok Türkiye’de, aksine özgüven var. (...) Filistin ve İsrail üzerinde iki farklı baskının oluşması lâzım. Hamas’ı ikna etmek de zor çünkü sokağa çıkınca ölenleri, feryatları duyup da bir şey yapmamak zordur.”
Dünya pek çok katliâm gördü, ama ‘seçim için katliâm’a belki de ilk defa şahit olunuyor. Katliâm karşısında ‘insafsız yaklaşım’ sergileyen dünya ülkelerinin ‘insaf’a gelmesi için duâ edelim...
07.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|