Kabz-bast hallerini ve Celâl-Cemal tecellîlerini anlatmaya çalıştığımız geçen haftaki yazımızda, konunun akışına kendimizi kaptırıp İnşirah Sûresindeki âyetlerden “Her zorluğun beraberinde bir kolaylık ve her kolaylığın beraberinde bir zorluk vardır” şeklinde bir mesaj çıkarmamız üzerine, Risale-i Nur nüshaları üzerindeki titiz çalışmalarıyla tanıdığımız müdakkik okurumuz muhterem Bilal Tunç’tan nazik bir uyarı mesajı aldık.
Mezkûr sûrenin 5-6. âyetleri için farklı kaynaklarda verilen mealleri şöyle sıralamış Tunç:
“FKB’de 1965/66 ders yılında Fizik dersimize giren çok değerli Prof. Dr. Dilşâd Elbruz’dan aklımda kalan meâl şöyle: ‘Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Muhakkak her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.’ Diyânet Meâlinde: ‘Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla berâber bir kolaylık daha vardır.’ Elmalılı Mealinde: ‘Demek ki, zorlukla beraber kolaylık var. Evet, o zorlukla beraber bir kolaylık var.’ Yeni Asya Meâlinde: ‘Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır...’”
Muhterem okuyucumuz Bilal Beye çok teşekkür ediyor ve zühul eseri olarak yaptığımız yanlışlıktan dolayı Sahib-i Kur’ân’dan af ve mağfiret, değerli okurlarımızdan da özür diliyoruz.
Ancak gayr-i kasdî ve tamamen dalgınlık eseri olarak yapılan bu hatanın, söz konusu âyetlerle bize verilmek istenen İlâhî mesaj ve müjdeyi daha derinden düşünüp tahlil etme ve biraz daha iyi kavrama fırsatı vermesi cihetiyle hayra vesile olacağını da ifade etmek gerekiyor.
Gelin, sûrenin 8 âyetine birden bakalım:
“ 1. Biz senin göğsüne genişlik vermedik mi? 2-3. Sana kuvvet ve metanet vererek, belini büken bir yükü üzerinden kaldırmadık mı? 4. Biz senin şânını da yücelttik. 5. Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. 6. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır. 7. Bir işi bitirince bir başkasına giriş. 8. Ve yalnız Rabbine yönel.”
Aslında bu âyetler, çeşitli sebeplerle daralan, bunalan, inkıbaz haline giren herkes için son derece tesirli bir reçete niteliğinde. Bunlardaki mesajları kavrayıp gereğince amel eden bir insan ne stres yaşar, ne depresyon ve bunalıma girer, ne de “kadere isyan” edip şirazeden çıkar.
Birinci muhatap olarak Peygamberimize seslenen bu mesajlardan gereğince istifade edebilmenin anahtarı, elbette ki iman ve teslimiyet.
İmanlı insan, hayat imtihanının cilvesi olarak zaman zaman yaşadığı daralma ve bunalma hallerini, Allah’tan istemesi gereken gönül ferahlığıyla; zorlukları da yine Allah’ın vereceği kuvvet, dayanma gücü, sebat ve metanetle aşabilir.
Bir sıkıntı, engel ve zorluğu aştığımızda söyleyegeldiğimiz “Üzerimden ağır bir yük kalktı” sözünde dile gelen hafifleme ve ferahlama hissinin bu sûredeki 3. âyette “Belini büken bir yükü üzerinden kaldırmadık mı?” şeklinde beyan buyurulması ne kadar mânâlı ve rahatlatıcı bir müjde ifadesi...
Bir sonraki âyet ise ikram-ı İlâhînin bununla kalmadığını ve üzerindeki ağır yükü sabırla taşıyarak imtihanı başarmanın bir büyük mükâfatının da, bu imtihana muhatap olan insanın şânını, manevî derecesini yükseltmek olduğunu bildiriyor.
İnsanlar içinde en fazla belâ, musibet ve sıkıntıya maruz kalanların, peygamberler başta olmak üzere Allah’ın makbul kulları olmasının bir sırrı da bu. Sabırları ölçüsünde dereceleri yükseliyor.
Peşinden, önemine binaen ve başka birçok hikmetlerle iki kez tekrarlanan “Zorlukla beraber kolaylık vardır” dersi, zaman zaman çok zorlaşan bu sabır imtihanını başarmanın yolunu gösteriyor.
“Sadece zorluklara takılmayın, beraberinde gizlenmiş kolaylıkları da fark edin” mesajını veriyor.
Sonrasındaki “Bir işi bitirince bir başkasına giriş” emri ise, zorluk ve engellere takılmayıp hizmetten hizmete koşma dersini verirken, “Yalnız Rabbine yönel” fermanı tevhid temelli bir “başarı programı”nın ana eksenine dikkatimizi çekiyor.
18.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|